Torba yasaya sıkıştırılmış bir madde ile, çoğunluğu özelleştirilmiş olan ve bir kısmı kamuda kalan kömür santrallarına çevre mevzuatına uyum için gerekli yatırımları yapılması konusunda tanınan muafiyet süresinin uzatılmak istendiğini vurgulayan Sinan Can: “Bu torba yasa ile birtakım muafiyetler ile özelleştirilen santralların yeni sahiplerine ayrıcalıklar sağlanmakta; yapmaları gereken çevre yatırımlarını yapmamaları göz ardı edilerek hem yatırım maliyeti hem de işletme maliyetinden avantaj sağlamalarının yolu açılmakta, tüm bunlar yurttaşların ve çevrenin sağlığı hiçe sayılarak yapılmak istenmektedir.” diye konuştu.
“ÇIKAN GAZLAR ÖLÜMCÜL HASTALIKLARA NEDEN OLUYOR”
Bu madde ile tıpkı Çevre Kanunu‘nda yapılan değişiklikle getirilen Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) muafiyeti gibi, yüksek kirletme potansiyeli olan enerji tesislerine (Örneğin Elbistan Termik Santrali, Muğla Yatağan Termik Santrali vb.) çevre kirliliğinin engellenmesi için konulan kurallardan muaf tutulmaya devam edilmesinin sağlanacağını belirten TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Mersin Şube Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Can: “Termik santrallerin bacalarından çıkan ve halk sağlığını tehdit eden, ölümcül hastalıklara neden olan gazların engellenmesi için kurulması gereken filtre sisteminden termik santralleri muaf tutulması sağlanmasına devam edilmesini içermektedir.
Termik santrallerinin hava kalitesi açısından insan sağlığı için daha büyük sorun olan 2,5 mikrondan küçük partiküller yaydığı, bu tür kirleticilerin ülkemizde kontrolünün yapılmadığı, bunun mevzuatta bile yer almadığı bilinmektedir. Kömür santrallarının yarattığı önemli bir kirlilik kaynağı da civadır. Civanın doğal ortamda biyolojik birikme riski varile dünyada kömür santrallarının yarattığı önemli çevresel etkilerden biri olarak tanımlanmıştır. Kömür santrallarının kül depolama alanlarının yer altı suları üzerinde etki yaratma olasılığı ayrıca dikkat edilmesi gereken önemli bir durumdur. Öte yandan soğutma sisteminin tipine göre miktarı değişmekle birlikte nükleer santralların yanı sıra en fazla su ihtiyacı olan santrallar kömür santrallarıdır.” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE ACİL YERLİ YENİLENEBİLİR ENERJİ POLİTİKALARI ÜRETMELİ”
Bu maddelerle, günümüz koşullar altında yerli yenilenebilir temiz enerji kaynaklarına öncelik verilmediği açıkça belirtilmekte olduğunu ifade eden Sinan Can: “Hali hazırda enerji sektöründe yaşanan ekonomik kriz ile birlikte kirli geri kalmış teknolojilerin sürdürülmesi hedeflenmekte kalkınmanın kirli kaynaklar ile sağlanılmasına devam edilmek istenmektedir. İklim değişikliğinin ana kaynağı halk sağlığını da tehdit eden kömürlü termik santrallerdir. Ülkemiz Paris İklim Anlaşması`na da imza atmış ve sera gazı emisyonlarını düşüreceğini açıkça beyan etmiştir. Birçok dünya ülkesi termik santrallerden uzaklaşıp yenilenebilir enerji kaynaklarını teşvik etmeye başlamıştır. Söz konusu kanun değişikliği ile bu hedeflere ulaşılamayacağı ve ülkemizi derinden etkileyen iklim değişikliği sorununun daha da artacağı görülmektedir. Türkiye’nin acil olarak, ülkemiz ve dünyanın geleceğini her türlü kaygıdan daha öncelikle görülmeleri ve bu kapsamda çevre sorunlarını azaltacak, halk sağlığını tehdit etmeyecek ve yurttaşların temel haklarını anayasal güvence altına alabilecek, yerli yenilenebilir enerji üretim biçimlerini destekleyecek politikalar üretmelerini istediğimizi ve bu yasa taslağının kentimizi insan ve çevre sağlığı açısından ciddi düzeyde etkileyebileceğini de bir kez daha vurgulamak istiyoruz.” diyerek konuşmasını tamamladı.
ARZU ÖZER
YORUMLAR