Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi, Barış Pınarı Harekatına ilişkin bildiri tartışmasına sahne olurken, HDP’li üyelerin mecliste bildiri okunmasını eleştirmesine diğer meclis üyelerinden sert tepki geldi. İşçi çıkarmalar konusu da bir kez daha gündeme damga vururken, çok sinirlenen Belediye Başkanı Seçer, “Belediyeler dingonun ahırı değil. Çalışanlarımız tarafından provoke ediliyoruz. İşçi çıkarmaya da almaya da devam edeceğim. Bu para sizlerin. Ben bunu çaldıramam, bunu israf edemem” dedi.
Mersin Büyükşehir Belediye Meclisinin ekim ayı olağan toplantısının birinci birleşimi, Vahap Seçer başkanlığında Kongre ve Sergi Sarayında yapıldı. Toplantıda, idareden gelen 28, komisyonlardan gelen 25 ve gündem dışı maddelerle yaklaşık 60 madde görüşüldü.
Toplantının başında AK Parti grubu tarafından hazırlanan Barış Pınarı Harekatına ilişkin bildiri okundu. Bildiri ile harekata destek verildiği vurgusu yapıldı.
Stratejik Plan tüm komisyonlara havale edildi
Toplantının ilk gündem maddesi, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin 2020-2024 Dönemi Stratejik Planı ile ilgili teklifin görüşülmesi oldu. Geçen hafta düzenlenen toplantıda, tüm ayrıntılarının meclis üyelerine anlatılmasının ardından bugün de mecliste ele alınan Stratejik Plan, oybirliğiyle Plan ve Bütçe Komisyonuna havale edildi.
Oylamanın ardından Meclis Üyesi Zafer Şahin Özturan’ın teklifin tüm komisyonlara gönderilmesini istemesi üzerine Başkan Seçer, zaman kazanmak için geçen hafta düzenledikleri toplantıda, meclis üyelerine planın sunumunu yaptıklarını söyledi. Meclis toplantısının 18 Ekim Cuma günü yapılacak ikinci birleşiminde planın yeniden gündeme geleceğini belirten Seçer, gündem maddelerinin ardından konuyu bir kez daha değerlendireceklerini kaydetti.
İdareden gelen konuların görüşülmesinin ardından Stratejik Plan teklifini yeniden gündeme getiren Seçer, planın tüm ayrıntılarını meclis üyeleriyle paylaştıklarını yineledi.
CHP Grup Başkanı Abdullah Özyiğit de çok fazla komisyon olduğuna işaret ederek, kültür, çevre, ekonomik hayatı geliştirme gibi 4-5 komisyonda sıralamakta fayda olduğunu söyledi.
Bazı meclis üyelerinin, tüm komisyonlarda görüşülmesi ısrarı üzerine de Seçer, Stratejik Plan teklifinin toplam 16 komisyona sevkini meclis üyelerinin oylarına sundu. Teklif oy birliğiyle kabul edildi. Seçer, “Ne çalışkan bir meclis. Allah nazarlardan korusun” değerlendirmesinde bulundu.
Toplantıda, gündem maddeleri arasında yer alan kentin mezarlık ihtiyacı, Müftü Deresi çevresi Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanının iptal edilmesi, Akdeniz Belediye Meclisinin Mersin Limanı bölgesindeki koyteyner alanında bina yapılmasının reddedilmesine ilişkin komisyon raporları, uzun tartışmaların ardından kabul edildi.
Barış Pınarı Harekatına ilişkin bildiri, meclise damga vurdu
Meclis toplantısına damga vuran gündem ise Barış Pınarı Harekatına ilişkin metnin okutulması oldu. Dilek ve temenniler bölümünde söz alan HDP’li Meclis Üyesi Ali Tanrıverdi’nin, Barış Pınarı Harekatına ilişkin görüşlerini dile getirmesinin ardından HDP’li Meclis Üyesi Bedriye Kuş, Başkan Seçer’in, bildiriyi okutmasına tepki gösterdi. Böyle bir açıklamanın mecliste yapılmasının doğru olmadığını öne süren Kuş, bildirinin okunmasına izin verdiği için Seçer’i kınadı.
Kuş’un bu çıkışına diğer meclis üyelerinin tepkisi sert oldu. Konuya ilişkin ilk sözü alan Katip Üye AK Parti’li Aysel Mavioğlu Öner, tepkisini sert sözlerle dile getirirken Bedriye Kuş salonu terk etti. Akdeniz Belediye Başkanı Muhammet Mustafa Gültak, MHP Grup Başkanı Mahmut Tat ile AK Partili ve CHP’li bazı meclis üyeleri de konuya ilişkin görüşlerini dile getirdiler.
Daha sonra söz alan Başkan Seçer, tartışmaların AK Parti grup sözcüsünün, Barış Pınarı Harekatına ilişkin bir destek açıklaması olacağını belirterek, kendisinden talepte bulunduğunu söyledi. Bu talebi makul gördüğünü ifade eden Seçer, verilen mesajların, yapılan değerlendirmelerin muhatabı bağlayacağının altını çizdi. Bu kararı demokratik bir refleksle verdiğini dile getiren Seçer, “Üzüldüm. Tabi ki herkes beni eleştirebilir, herkes beni yargılayabilir. Ancak, burada bütün görüşlere, bütün farklılıklara eşit mesafede olduğumu görmenizi istiyorum. Bakın burada birkaç ay önce bir olay gerçekleşti. Beni kınayan Bedriye Hanıma ben yine söz verdim. Sizlerin itirazına rağmen söz verdim. Burada çocukları cezaevinde olan anneler vardı. Burada bir gösteri yapmak istediler. Onlara nezaketli dille bunu yapmamalarını rica ettim ve onların temsilcisi meclis üyesi bir hanımefendiyle söz verdim, onların duygularına tercüman olsun diye. Buradan yola çıkarak bugün iktidar partisine mensup bir meclis üyesine, iktidarın sevk ve idaresinde olan ve gündemi teşkil eden; bunun adına birileri operasyon der, birileri savaş der, herkes bir şey söyleme hakkına sahiptir; bu konuda bir destekleme açıklaması yapması fikrine benim yaklaşımım son derece demokratiktir. Yarın öbür gün farklı olaylar olacaktır, hükümetin hiç de tasvip etmediğimiz bazı uygulamaları olacaktır. Belki de o zaman Bedriye Hanım tekrar söz isteyecektir, bütün itirazlara rağmen ben yine ona söz vereceğimdir ya da bir başkası. Bunun böyle bilinmesini istiyorum” dedi.
“Birbirimizi savaş karşıtlığı, terör karşıtlığıyla test etmeyelim”
“Birbirimizi savaş karşıtlığı, terör karşıtlığıyla test etmeyelim” diyen Seçer, konunun bir geçmişi olduğuna dikkat çekti. Seçer, “Kökleri derinlere giden nedenleri var. Bu, kısa bir süre içerisinde olmadı” diyerek, meclis üyelerinin tartışmalarda farklı pencerelerden baktıklarını, ancak aynı noktada buluştuklarını ifade etti. Seçer, “Orada kirli bir tezgah var. Toplantının başında söyledi; bir gayya kuyusu orası. Bu tartışmalarla birbirimizi rencide etmeyelim, incitmeyelim. Ben varsayımlardan yola çıkmadım. Geçmişten örnek verdim. Yine aynı durum olsun, yine aynı sözü veririm dedim. Ben burada diğer grupların karşı çıktığı bir konuda yine söz veririm. Yine karşı çıksınlar, yine veririm. Ama önemli olan, birbirimizi rencide etmeyecek bir üslupta konuşmamız. Bu konuyu kapatalım. Birbirimizi incitecek noktaya gelmeyelim” diye konuştu.
Seçer, daha sonra MHP’li Mahmut Tat’ın Denetim Komisyonu kurulması talebi, mart ayında yapılan harcamalar ve işçi çıkarmalarla ilgili sorularına yanıt verdi. Seçer, özellikle işçi çıkarmalar konusunda sesini yükselterek, çok sert ifadeler kullandı.
Denetim Komisyonu kurulması teklifi daha önce geldiğinde, mevzuata uygun olmadığını söylediklerini anımsatan Seçer, “Ama sizlerin ısrarı üzerine denetim komisyonunu kurduk ama ‘İlgili görüşleri alalım, eğer olumsuz görüş gelirse bunu gerçekleştirmeyelim. Ama olumlu gelirse bunu yapalım’ demiştim. Biz, Türkiye Belediyeler Birliği ile belediyelerin bağlı olduğu Çevre ve Şehircilik Bakanlığından görüş istedik. Türkiye Belediyeler Birliğinden denetim komisyonunun görev alanı içerisinde değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek, olumsuz görüş geldi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığından henüz görüş gelmedi. Geldiği zaman o kurum görüşünü de size vereceğiz” ifadelerini kullandı.
“Yasalara aykırı bir durum varsa hiç kimse engelleyemez. Gideceği nokta yargıdır”
Mart ayında yapılan harcamalara ilişkin, birkaç gün önce 6 ayın değerlendirmesini yaptığını, kamuoyundan bir şey gizlemediğini vurgulayan Seçer, şöyle devam etti: “Elde ettiğim bulguları, rakamları kamuoyu ile paylaşıyorum. Son 6 aylık değerlendirme toplantısında da hem geçmiş döneme ait harcamaları, harcama yönteminden kaynaklı dönemsel farklılıkları, yani doğrudan temin, o dönemde ne olmuş, bu dönem ne olacak, bizim 6 aylık masrafımız neymiş, daha önce ne olmuş, ne kadar borç ödemişiz, bunları kamuoyuyla paylaştım. Geçmiş dönemi koruma, kollama, bir takım şeylerin üstünü örtme gibi bir derdim yok. Bunu zamanla da kamuoyuyla yapacağım paylaşımlarda göreceksiniz. Bulgularla konuşuyorum. Ezbere konuşmak istemiyorum. Sizleri, kamuoyunu yanıltmak istemiyorum. Bütün dairelerde denetimler devam ediyor. ‘Bu kadar süre geçti, hala sonuçlar açıklanmadı mı?’ sonuçlarda aldıklarım var, daha kamuoyuyla paylaşmıyorum. Yangıya intikal eden olaylar var. dolayısıyla muhataplarımın bir itibar suikastine maruz kalmasını istemediğim konular var. Bunlar çok önemli. Karşımdakiler ticari müesseseler. Öyle kulaktan dolma bir takım iddialarla ben o insanları kamuoyu karşısında incitemem, rencide edemem. Kanun karşısında da suçlu duruma düşerim. Benim çalışmalarım devam ediyor. Bunu sırası geldiği zaman kamuoyuyla paylaşacağız. Birer birer açıklıyoruz. Sabırla hepsinin üstesinden geleceğiz, bunları aydınlatacağız. Varsa bir sorun, yasalara aykırı bir durum, hiç kimse engelleyemez. Gideceği nokta yargıdır. Ben bu konuda hüküm de veremem. Ortaya bulgular çıkar, yasalar çerçevesinde bunun ucu nereye giderse gitsin, gider. Ben o konuya müdahale etmem.”
“Belediyeler dingonun ahırı değil. Çalışanlarımız tarafından provoke ediliyoruz”
Büyükşehir Belediyesinden işçi çıkarmalarla ilgili konudaki açıklamaları sırasında çok sinirlenen ve zaman zaman sesini yükselten Başkan Seçer, özü sözü bir insan olmayı önemsediğinin altını çizdi. Tat’ın eleştirileri karşısında, farklı bir benzetmenin kendisini çok üzeceğini söyleyen Seçer, “Hiç kimse hiç kimsenin hakkını gasp etmiyor. Ben yönetime geldiğim dakikadan itibaren söylüyorum; belediyeler bir çiftlik değil, belediyeler dingonun ahırı değil. Biz herkese vereceği emek, sağlayacağı katkılar karşılığında bir ücret ödüyoruz. Bu ödediğimiz ücreti de ben cebimden vermiyorum. Bu, kamunun parası. Biz önemli sıkıntılar yaşıyoruz dedim. Çalışanlarımız tarafından provoke ediliyoruz. Belediyemiz kamuoyu karşısında küçük düşürülüyor, zor duruma düşürülüyor. Bunları her yerde anlattım. Bunları çalışanlarımla yaptığım toplantıda anlattım. Ben çalışanlarımın önünden kaçan bir adam da değilim. Her ilçede bu sıkıntıları anlattım ve ‘çalışmayan hiç kimse belediyeden maaş almayacak’ dedim. Bunun adı bankamatikçidir, çalışmayandır, provoke edendir, şudur budur” dedi.
“İşçi çıkarmaya da almaya da devam edeceğim. 4,5 yıl sonra Mersin halkına ben hesap vereceğim”
İşçilerle ilgili yaptığı işlemleri meclis üyeleriyle da kamuoyuyla da paylaştığını anımsatan Seçer, “6 aydır açıklamalar yaparken personel rejimiyle başladık. Ben kamuoyu önünden kaçırmıyorum; ne kadar eleman aldım, nereye aldım, ne kadar işçi çıkarttım, neden çıkarttım. Böyle ahkam kesmekle olmuyor bu işler. Silifke Belediyesi de Anamur Belediyesi de işçi çıkarıyor. Diğer birçok belediye de işçi çıkarmaya devam edecek. Ben de işçi çıkarmaya devam edeceğim. Bağırarak söylüyorum, işçi alımları da devam edecek. Benim hizmet yapmam lazım. Sokaklar pislikten geçilmiyor, parkları temizletiliyorum. 100 kadın eleman aldım ve tamamen siyasi saiklerden, torpilden uzak. Çünkü benim çalışmaya ihtiyacım var. Ben partililerime de söylüyorum bunu; buradan da haykırıyorum; 4,5 yıl sonra Mersin halkına ben hesap vereceğim. Yok öyle ‘üç köfte 15 kuruş’. ‘Çocuğumuz var’, o zaman işine bakaydı. O zaman bir siyasi partinin bahçesine saklanmayaydı. Geleydi çalışaydı, maaşını alaydı. Yapmayız yanlış. Neden ben çalışan, çocuğun rızkını çıkaran bir insanın günahına gireyim? Bu kadar mı vicdansız bir adamım? O kadar da ideolojik saplantısı olan bir adam değilim. Bunu yapmam. Bu kadar bürokratın hepsi mi bana oy verdi? İşini iyi yapan kaldı, işini iyi yapmayan gitti. Yapmayın, biz yarın halkın karşısına çıkacağız. Bu para sizlerin. Ben bunu çaldıramam, bunu israf edemem. Karşıma gelip ahkam kesip çalışmayan adamlara maaş olarak veremem. Yanlış yere işten çıkartılanlar olabilir. Uyarıları dikkate alıyorum. Hala ısrarla ‘Vahap Seçer, siyaseten bunu yapıyor’ diyenlere mahkeme yolu açık. Bunu engelleyemeyiz. Bu tartışmaları da meclis ortamına siyaseten getirmeyi doğru bulmuyorum. Aldığım kararlar mersin halkının zararına ise ayrımcılık ise bir zümreyi yok etmeye yönelikse siz benim karşımda durun ama bu şekilde değil” diye konuştu.
İHA
YORUMLAR