“BAZI ODAKLAR YANLIŞ HABER YAPTIRIYOR..!”

Arbel Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Arslan: “Ne yazık ki bazı basın organlarında, konuyla hiçbir ilgi ve alakası olmayan, üretim kapasitesi ve ihracat oranıyla ülkemizin göz bebeklerinden sayılabilecek ARBEL şirket unvanının başlıkta verildiği, şahsım Hasan ARSLAN, ağabeyim Mahmut ARSLAN ve şirket yöneticisi Bilal KAYAR hakkında kamuoyunu yanlış yönlendiren ve bazı odakların penceresinden kaleme alındığını düşündüğümüz bir haber yayınlanmış ve bu nedenle kamuoyunu doğru bilgilendirmek için bu açıklamada bulunma gereği hasıl olmuştur.” dedi.

“KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINDA DAİR KARAR VERİLDİ”

Belirtilen söz konusu dava ile yöneticisi olduğu Arbel şirketinin uzaktan-yakından bir ilgisi bulunmadığını, buna rağmen haber başlığında şirket unvanına yer verilmesinin hukuk ve mantık yönünden hiçbir izahı olmadığını ifade eden Arbel Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Arslan: “Dünya bakliyat sektöründe önemli bir konumda bulunan, üretim ve ihracat devi bir şirketin unvanının haksız ve mesnetsiz şekilde karalanmasının, şirkete ve dolayısıyla ülkemiz ekonomisine zarar vermekten başka bir amacı olmadığı kanaatindeyim. Bu hususta yasal süreç başlatılacaktır.
Haber içeriğinde de hakkımızda PKK bölücü terör örgütüyle ilgili birtakım iddialar ileri sürülmüştür. Aslında bu iftiranın temeli, FETÖ/PDY terör örgütü üyelerinin etkin olduğu dönemlerde atılarak ailemize ve şirketlerimize kumpas girişiminde bulunulmuş, Fetöcülerin ciddiyetsiz iddiaları barındıran sözde ihbar mektupları gönderip akabinde de kendi kendilerine soruşturma başlattıkları ve 17/25 Aralık 2013 yargı darbe girişiminin başarıyla bastırılmasından sonra da iddiaların tamamen Arslan ailesine kurulmak istenen kumpasın senaryosu olduğu ortaya çıkmıştır. Nitekim bu hususta ülkemizin ilk FETÖ davalarından olan ve halen Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılaması devam eden, ailemizin müştekisi olduğu dava açılmıştır. Ayrıca dönemin fetöcülerinin defalarca kez ailemizi attığı bu PKK iftirası sebebiyle başlatılan soruşturmaların hepsinde “Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir.” diye konuştu.

“MUSTAFA UĞUR HATİPOĞLU SANIK OLARAK YARGILANMAK-TADIR”

Aileleri hakkında ifade verdiği belirtilen ve Mersin İstihbarat Şube Müdürlüğünde büro amiri olduğu yazılan Mustafa Uğur Hatipoğlu isimli şahısın da hem yukarıda belirtilen FETÖ davasında hem de aileyi uzun yıllar usulsüz dinlemesi nedeniyle Mersin 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada sanık olarak yargılanmakta olduğunu vurgulayan Hasan Arslan: “Bu şahsın, FETÖ/PDY terör örgütü üyeliğinden dolayı meslekten ihraç edilmiş olduğu, Arslan ailesini ve şirketlerini yıllarca usulsüz dinlemekten dolayı yargılandığı ne yazık ki kamuoyundan saklanmış, sanki halen görevdeymiş gibi bir izlenim yaratılmaya çalışılmıştır. Çünkü söz konusu haber tamamen ailemizi karalamak maksatlı olup objektiflikten uzaktır. FETÖ/PDY terör örgütünden ve kendisinden şikayetçi olmamız üzerine açılan iki davada yargılanması nedeniyle ailemize karşı kin ve nefret besleyen bu müfterinin beyanlarına itibar ederek ailemizi karalayanlar hakkında da hukuki süreç başlatılacaktır.” şeklinde konuştu.

“GÜLSEVEN BİZİ CİDDİ ŞEKİLDE DOLANDIRDI BİZ DE ŞİKAYETÇİ OLDUK!”

Yayınlanan haber içeriğinde haklarında şikayetçi olduğuna yer verilen Necat Gülseven isimli şahıs ile aileleri arasında hiçbir hukuki veya ticari ilişki söz konusu olmadığını belirten Arslan: “Ne yazık ki bu şahıs tarafından ciddi şekilde dolandırılmamız ve bunun üzerine hakkında şikayetçi olmamız sebebiyle, o da ailemize iftira atanlarla işbirliği yaparak misilleme amacıyla trajikomik iftiralarda bulunmuştur.
Kamuoyunca şunun çok iyi bilinmesini isteriz ki, bizler hayatını üretime, ihracata, kalkınmaya ve kalkındırmaya atamış vatansever iş adamlarıyız. Ne FETÖ/PDY hain terör örgütüne ne de PKK bölücü terör örgütüne bugüne dek prim vermediğimiz için fiili ve hukuki saldırı eylemlerine maruz kaldık. PKK bombalı saldırı yaptı, FETÖ ise polislerini ve savcılarını ailemizin üzerinden eksik etmedi. Biz bu saldırılara ne yazık ki çok alıştık ve her defasında da hukuki mücadelemizi başlattık, her defasında da adalet tecelli etti ve aklandık.
Bizim ne PKK bölücü terör örgütüyle ne de başkaca bir örgütle münasebetimizin olmadığını görmemek için amiyane tabirle kör olmak gerekir. Bu husus aile olarak ülkemize yaptığımız yatırımlardan, üretime ve ihracata verdiğimiz önemden, istihdam ettiğimiz vatandaşlarımızın sayısından dahi net olarak anlaşılabilir.
Herkes istediğini yazmakta, çizmekte özgürdür ancak bunların hukuk ve adalet nezdinde mutlaka bir karşılığı olacaktır. Çünkü gerçeklerin er ya da geç mutlaka ortaya çıkma gibi bir huyu vardır.” diyerek sözlerini tamamladı.

SEVİM ESRA GÜNGÖR