Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

AYHAN KIZILTAN: “ACİL OLMAYAN KAMU YATIRIMLARI EKONOMİYE KAYDIRILMALI”

Bu haberin fotoğrafı yok

MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan, Korona virüsü ve ekonomide hayata geçirilen destek ve tedbirlere ilişkin basın açıklaması yaptı. Kızıltan, “Acil ve zorunlu olmayan kamu ve yerel yönetim yatırımlarının bir süre bekletilip, ekonomiye aktarılması gerektiğine inanıyoruz.” dedi.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Ayhan Kızıltan, video konferans yoluyla gerçekleştirilen basın toplantısında, Covid-19 salgını sürecinde MTSO tarafından yürütülen çalışmalar hakkında da bilgi vererek, ekonomi alanında korona virüs kapsamında hayata geçirilen destekler ve tedbirleri anlatıp, beklentilerini aktardı.

Vergi, Mali yükler, Krediler, İdari, İstihdam, Turizm, Tarım, Ulaşım ve Lojistik alanında da uygulanmaya koyulan desteklere ilişkin değerlendirmede bulunan Ayhan Kızıltan, bu sıkıntılı günleri birlik ve beraberlik içinde iyi günlere taşınacak mesajını vererek, bu mücadeleyi iki aşamalı bir savaş olarak değerlendirdi. Kızıltan, “Tüm dünya bilmediği bir düşmana karşı hazırlıksız yakalandı. En gelişmiş dediğimiz ülkelerin bile çaresiz kaldığını gördük. Birinci aşama düşmanı yenmektir. İçinde bulunduğumuz durumda ilk cephemiz sağlık. Sağlık cephesinde tıp dünyasının elinden geleni yaptığını biliyoruz. Bize düşen sağlıktaki otoritelerin söylediği ve zorunlu kıldığı kurallara uymaktır. Zorunlu olmadıkça dışarı çıkmamalıyız. Maske takarak, hijyen kurallarına uymanın zorunluluk olduğunu kabullenmeliyiz. İkinci aşama ise birinci aşamayı başarıyla atlattıktan sonra yaralarımızı sarmak ve ekonomiyi güçlendirmek. Belki de ikinci aşamada, devletimizin çok daha farklı ve etkili ekonomik önlemler ve destekler sağlaması gerekecektir.” ifadelerini kullandı.

“Virüsle mücadele bittikten sonra zorlu bir ekonomik mücadele bizleri bekliyor”

Ülke ekonomisini ayakta tutmak için mücadelenin gerekli olduğunu dile getiren Kızıltan, “Biz MTSO olarak hemen kolları sıvadık. İş dünyası nasıl bir durumla karşı karşıya kalabilir, ne gibi önlemler ve destekler sağlanabilir diye sorguladık. Lojistikten küçük esnafa ve tarımdan her dönem ortaya çıkan fırsatçılara kadar çalışmalar yaptık. Türkiye olarak ekonomik zorluktan yeni çıkmıştık, şimdi salgın nedeniyle yine tehlike ile karşı karşıya kaldık. Bir rapor hazırlayıp Türkiye Odalar Birliği’ne sunduk. Ekonominin canlı kalması için etkili şekilde girişimlere başlandı. Saatler süren görüşmelerle önlemler talep ettik. Bu süreçte neler talep edildi neler uygulamaya geçildi bunları aktaracağım.“ diye konuştu.

Virüsle mücadele bittikten sonra ötelenen ve ertelenen vergiler, ödemeler ve çeklerin üst üste birikeceğini ve asıl ekonomik mücadelenin o zaman başlayacağının altını çizen Kızıltan, “Bu süreçte çalışamayan işletmelerin, küçük esnafların, üretimi durduran sanayi kuruluşlarının ihracatçıların ve işsiz kalanlar için canlandırılması için gerekli olacak finansman ve düzenlemeler çok önemli olacaktır. İçinde bulunduğumuz mücadele sürecinde bunlar göz önüne alınarak planlanması ve hazır olunması gerekiyor. Acil ve zorunlu olmayan kamu ve yerel yönetim yatırımlarının bir süre bekletilip ekonomiye aktarılmasının doğru olacağına inanıyoruz. Türkiye olarak artık düşünce yapımızı değiştirmeliyiz; eğitimden sağlığa, tarımdan sanayiye, yatırımdan ticarete, finansmandan bankacılığa, toplumsal yaşamdan politikaya kadar birçok konuda kendimizi gözden geçirmeliyiz ve yeni planlar yapmalıyız.” dedi.

“Kredilerin dağıtımının şeffaf, dengeli ve hakça olması gerek”

Kobilerin kredi bağımlılığından kurtarılması gerektiğine vurgu yapan Kızıltan, “Normal dönemlerde çarklarını kredilerle döndüren kobilerimiz her krizde yine kredilere yönlendiriliyor. KOBİ’leri güçlendirmek ve finansman gereksinimlerini kredilere bağımlılıktan kurtarmak için ortaklık yapıları oluşturulmalıdır. Yeni bir sanayi stratejisi ve ortaklık yapısı oluşturulmalıdır. KOBİ’lere yönelik büyüme ve işbirliklerini teşvik edici uygulamaların devreye sokulması önemli olacaktır. Artık tüm KOSGEB, ÇKA, TÜBİTAK, TKDK, KGF ve diğer desteklerin yüksek katma değerli ürün üretimi ve Argeye yönlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. KOBİ’lerin Türkiye’nin ekonomik dünyasının neredeyse yüzde 99’unu oluşturuyor; buna karşın kredilerden yararlanma oranları çok düşük, yüzde 20’ler dolayında. Kredilerin dağıtımının şeffaf, dengeli ve hakça olması gerektiği, verilen kredilerin veriliş amacı doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığının izlenmesi, kredileri amacı doğrultusunda kullanmayanlara yaptırım uygulanmalı. Güçlü Türkiye ancak güçlü kobiler ile kalkınabilir. Yatırımlar artık planlanarak yapılmalıdır. Üst mercilerle güçlü bağlantıları olanların ısrarları ile istedikleri yatırımları istedikleri yere yaptırma yolu kapanmalıdır.” şeklinde konuştu.

“Kamu kurumlarımızı özelleştirmememiz gerektiğini anladık”

Yeni planlı entegre ekonomik bölgeler oluşturması gerektiğini belirten Kızıltan, “Türkiye’nin geleceği artık planlanmalıdır. Yerel dinamiklerin düşünceleri, önerileri değerlendirilmeli ve karar süreçlerinin içine alınmaları gerekmektedir. Yeni planlı entegre ekonomik bölgeler oluşturmalıyız, örneğin MTSO olarak sürekli dile getirdiğimiz Çukurova Bölgesel Yatırım ve Kalkınma Planı yaparak Çukurova’yı uluslararası alanda güçlü bir ekonomik bölge yapmanın peşindeyiz. Teknolojimizi geliştirmemiz için yabancı sermayeye yerli ortak zorunluluğu getirmeliyiz.” diye konuştu.

Kamu kurumlarının stratejik öneminden de bahseden Kızıltan, “Bu ortamda kendi öz kamu kurumlarımızı özelleştirmememiz gerektiğini anladık. Stratejik açıdan bunun önemini gördük. Virüs krizinin yol açtığı finansman krizinde ne yaptık, hemen kamu bankalarına koştuk. Bu varlıklarımızın ne kadar önemli olduğunu anladık. Türk özel sektörü kriz dönemleriyle en iyi baş edebilen bir sektördür. Bizim özel sektörün çok dinamik bir yapısı var ve Türkiye’yi ayakta tutan unsur, Türk Özel sektörüdür. Yaşadığımız bu zorlu süreçte bu açıklamaların bir eleştiri değil öneri olarak kabul edilmesni diliyoruz. Herşey değişecek ve eskisi gibi olmayacak biz de Türkiye olarak düşünce açımızı gözden geçirmeliyiz. Toplumsal yaşamdan politikaya kadar yeni planlar yapmalıyız Teknolojinin gelişmesi gerekiyor. Bunun için yabancı sermayaye ve teknolojiye ihtiyacımız var. Yabancı sermayeye yerli ortaklık zorunluluğu getirmeliyiz ki gelen teknolojiyi bizim firmalarımızda öğrensin, uygulasın ve geliştirsin.” şeklinde konuştu.

 

“Tarlalar, bahçeler kapatılıp gidilecek dükkanlar değildir”

Tarım ve istihdam konusunun bu süreçte de en büyük sıkıntılarından biri olduğunu dile getiren Kızıltan, “Şuan Mersin’de bulunan firmalar büyük oranda istihdamı koruyorlar. Mağazalar ve lokantalar gibi bir çok iş yeri kapalı durumda. Bu sektörlerde çalışan ve iş verenler işsiz durumdalar. Hükümetin istihdamı sağlayacak daha etkili bir yol bulması gerekiyor. Turizm salgından etkilenen en önemli bir diğer alan olmuştur. Seyahat acenteleri oteller durmuş durumda. Çok özel desteklerle ayağa kaldırılmalı. En önemlisi hayati konu tarımdır. Ne kadar süreceği bilinmiyor ve gıda tedariki devam ederek, iyi planlanmalı. Bu süreçte en önemli destek tarıma verilmeli. İlk açıklanan ekonomik destek paketinde tarım yoktu. İş dünyası olarak dile getirdik sonra bazı destekler peş peşe açıklanmaya başlandı ama yeterli değil. Tarlalar, bahçeler kapatılıp gidilecek dükkanlar değildir. Üreticiye alım garantisi vermek gerekiyor. Üreticinin endişelerinin giderilmesi lazım. Birçok üründe hasat zamanı yaklaşmaktadır. Gübre ve ilaç bayilerinin elinde ham madde azaldı.Fiyat artışı kaçınılmaz ve bu durumlar çiftçiye yansıyacak. Çifçiye destek verilir ise şuan sıkıntıyla karşı karşıya olan Avrupa ülkelerine yaz aylarında ihracatı arttırabiliriz. Doğru adımlar atarsak, krizi fırsata çevirebiliriz.” ifadelerini kullandı.

HABER MERKEZİ

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Grönland’I konuşacağız. Sömürge sürecinde Grönland,
Sıradaki Haber Buzullar Ülkesi Grönland