FERHAT ÇELİK
Türkiye Barolar Birliği ve Mersin Barosu tarafından ortak yapılan açıklamada, demokrasi ve hukuk devletinin olmazsa olmazının, kuvvetler ayrılığı ilkesi olduğu belirtilerek: “Yargı, bağımsız ve tarafsız olmaz ise, toplumda hiç kimsenin güvencesi olmaz. Hukuki güvenceden yoksun bir toplum, kendini geliştiremez. Yargının hukuki güvence sağlamakta yetersiz kaldığı ülkelere yerli ve yabancı yatırım gelmez. İş ve istihdam yaratılamaz. İstikrarlı bir refah toplumu olmaz. Hangi etnik kökenden, anadilden, dinden, mezhepten, inançtan, cinsiyetten veya cinsel yönelimden olursa olsun 81 milyon vatandaşımızın milli birlik ve beraberlik içinde vatanın birliğine ve bölünmezliğine sahip çıkması, hepimizin adalet paydasında kucaklaşmasına bağlıdır. Bir olursak varız. Dağılırsak yokuz. Bunun için; vatandaşın savunma hakkına saygı gösteren, bağımsız, tarafsız, güvenilir bir yargı, evlatlarımızın aydınlık geleceğinin en önemli güvencesidir. Aynı gerekçeyle bu, biz avukatlar için de en önemli meslek sorunudur” ifadesine yer verildi .
Yargının bağımsız olması ve kuvvetler ayrılığı ilkesinin önemine vurgu yapılan açıklamada: “Yargı, bağımsız ve tarafsız olmaz ise, toplumda hiç kimsenin güvencesi olmaz. Hukuki güvenceden yoksun bir toplum, kendini geliştiremez. Vatandaşın savunma hakkına saygı gösteren, bağımsız, tarafsız, güvenilir bir yargı, evlatlarımızın aydınlık geleceğinin en önemli güvencesidir. Aynı gerekçeyle bu, biz avukatlar için de en önemli meslek sorunudur” ifadesine dikkat çekildi.
Avukatların, vatandaşın savunma hakkının güvencesi ve temsilcisi olduğu belirtilen açıklamada, “Bu görevi dolayısıyla avukat, yargının birbirine eşit üç kurucu unsurundan biridir. Kurucu unsurluk statüsünün aşındırılması, yargının güvenilirliğini zedeler, keyfiliğe yol açar. Sözü edilen hususlara ilişkin fevkalade ciddi boyutlara ulaşmış olumsuzlukların giderilmesi, sadece avukatların adına değil, asli menfaatlerini gözettiğimiz 81 milyon vatandaşımızın da adına dile getirdiğimiz en temel talebimizdir. Öte yandan, bir avukatın mesleğini icra ederken karşılaştığı sorunların giderilmesi ve statüsünün güçlendirilmesi, yalnızca onun değil, savunma hakkı kapsamında temsil ettiği tüm vatandaşlarımızın ihtiyacı ve güvencesidir” cümlesi kullanıldı.
“ADLİ YARDIM BÜTÇESİ YETERLİ HALE GETİRİLMELİDİR”
Yapılan ortak açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verildi: “Adil yargılamanın ve sosyal devlet ilkesinin somut uygulamaları olan CMK avukatlığı (ceza soruşturma ve kovuşturmalarında adil yargılamayı sağlamak üzere avukatı olmayana baro tarafından avukat atanması) ve adli yardım avukatlığı (maddi durumu elverişli olmayana baro tarafından hukuk mahkemelerinde avukat atanması) hallerinde KDV, tamamen kaldırılmalıdır. Çok zor şartlar altında ve büyük fedakârlıklarla sunulan CMK hizmetlerinde avukata ödenecek ücret, TBB Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ ne eşitlenmelidir. Adli yardım için ayrılan bütçe yetersizdir. Meslektaşlarımızın ödemeleri 1-1,5 yıl geriden yapılmaktadır. Bu sebeple söz konusu adli yardım bütçesi yeni kaynaklar bulunarak yeterli hale getirilmelidir. Özellikle dava şartı haline getirilen arabuluculukta başta iş uyuşmazlıklarında işçi tarafı olmak üzere, güçsüz olan tarafın avukatla temsili zorunlu olmalıdır. Avukatlık ücreti de, güçlendirilmiş olan adli yardım bütçesinden karşılanmalıdır. Yargının hızlandırılması amacıyla, UYAP sistemi üzerinden TAKBİS, MERNİS, POLNET ve SGK kayıtları, meslektaşlarımızın kullanımına açılmalıdır .Özellikle Avrupa ülkelerinde yaşayan Türk nüfus dikkate alındığında, birçok farklı ülkede faaliyet göstermesi gereken meslektaşlarımızın vize sorunu yaşamadan görevlerini yerine getirebilmeleri için, belirli kıdemden itibaren (örneğin kamuda çalışan avukatlar ölçü alınarak) serbest çalışan avukatlara hizmet pasaportu (yeşil pasaport) hakkı tanınmalıdır .Yıllardır mağdur edilen kamuda çalışan avukatların maaş ek göstergeleri en az 3600 olarak belirlenmelidir. Serbest çalışan avukatların emeklilik hakları, hakim ve savcılara eşitlenmelidir. Vatandaşların, barolar aracılığı ile avukat vekâletnamesi düzenletmesi mümkün kılınmalıdır.”
“BARO BAŞKANLARI ADLİYE YÖNETİMİ VE GÖREVLİ KOMİSYONLARDA GÖREV ALMALIDIR”
Son yıllarda avukatlara yönelik saldırılarda büyük bir artış görüldüğü belirtilen açıklamada: “Avukata saldırı, vatandaşın savunma hakkına ve hak arama özgürlüğüne saldırıdır. Bu saldırıların önlenmesi ve sorumlularının bulunarak cezalandırılması amacıyla devletin yetkili tüm kurumları, en üst seviyede hassasiyet göstermelidir. Avukatlar ile müvekkillerini özdeşleştirmek konusunda olumsuz ve haksız bir toplumsal kanaat oluşturabilecek beyan ve davranışlardan kaçınılmalıdır.
Ülkemizde, yabancı hukuk büroları, adeta fiili bir adli kapitülasyona yol açacak şekilde faaliyet gösterir hale gelmiştir. Devletimizin bağımsızlığıyla bağdaşmayan, adalet hizmetlerini yabancıların tekeline sokmaya başlayan bu keyfilik muhakkak ve derhal engellenmelidir.” denildi.
FERHAT ÇELİK
YORUMLAR