Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“Akkuyu NGS, depremsellikte en güvenli bölgede yer alıyor”

Bu haberin fotoğrafı yok

Hacettepe Üniversitesi Nükleer Enerji Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şule Ergün, Akkuyu sahasının deprem riski açısından en güvenilir bölgeler arasında yer aldığını belirterek, Türkiye’nin sismik haritasına göre Akkuyu sahası merkez alındığında 100 kilometrelik çapta herhangi bir diri fay hattı bulunmadığını söyledi. 
Mersin’in Gülnar ilçesinde kurulacak olan Türkiye’nin ilk nükleer güç santrali Akkuyu NGS için çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. Santralin en çok merak edilen özelliği ise depreme dayanıklılığı. Akkuyu NGS’ye 1’inci ünite için inşaat lisansı verilirken danışılan komitede yer alan Hacettepe Üniversitesi Nükleer Enerji Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şule Ergün, santralin güvenliği için atılan adımlara ilişkin bilgi verdi. Santralin kurulacağı saha belirlenirken başlıca kriterin santralin güvenliği olduğunu dile getiren Ergün, bu kriterdeki ilk ölçütün ise ‘doğal tehlikelerin oluşturacağı potansiyel etkiler’ olduğunu, fay hatları, depremler nedeniyle oluşan titreşimli yer hareketleri ve şiddetli rüzgarların öncelikli olarak incelendiğini belirtti.
 
“Saha seçiminde derinlemesine araştırma yapılıyor”
 
Bu kapsamda, bölgede tarih öncesi, tarihi ve ölçümlerle kaydedilmiş depremler ve mevcutsa eski deprem izleri hakkında bilgiler toplandığını kaydeden Ergün, “Nükleer santralin güvenli çalışmasını engelleyebilecek tüm fay hareketleri göz önünde bulundurulmaktadır” diyerek, saha çevresindeki faylar üzerinde kapsamlı bir araştırma yapıldığını vurguladı. Söz konusu araştırma ve incelemelerin ardından santralin tasarımı ve güvenlik analizlerinin hazırlandığını ifade eden Ergün, bu inceleme ve araştırmaların Akkuyu Nükleer Güç Santrali için de yapıldığını ve saha ve inşaat lisansları verilirken kullanılan raporlarda da yer aldığını bildirdi. Ergün, bu süreçte Akkuyu’nun 5 bin sayfalık ÇED raporunda toplanan verilerin, yani sıra santralin tasarımında kullanılacak saha parametrelerinin belirlenmesi için yapılan çalışmaları dikkatle incelediğini belirtti. 
Nükleer güç projelerinde güvenlik kriterlerinden en ufak bir taviz verilmesinin mümkün olmadığını kaydeden Ergün, “Akkuyu saha seçiminde tüm uluslararası ve ulusal standartlar, gereksinim ve tavsiyeler dikkate alındı. Bölge, depremsellik açısından güvenli bir bölge olduğu için nükleer santral sahası olarak seçildi. İlk ünitenin inşaat lisansı verilirken 
depremsellikle ilgili analizler yapıldı. Sonraki üniteler için de bu yapılacak. Türkiye’nin sismik haritasına göre, Akkuyu sahası merkez alındığında 100 kilometrelik çapta herhangi bir diri fay hattı bulunmuyor. Ecemiş Fay Hattı, Akkuyu sahasına yaklaşık 160 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Akkuyu NGS, deprem bölgesi sınıflandırmasında en güvenli sınıf olan 5. derece deprem bölgesinde yer alıyor. Santral, bölgenin jeolojik ve depremsel özellikleri göz önüne alınarak kurulacak, lisanslanacak ve işletilecek. Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin güvenliği için her şey eksiksiz yapılacak. Şu konunun altını çizmek çok önemli, hem ÇED raporu sürecinde hem de inşaat lisansı verilirken, bütün parametre ve veriler büyük titizlikle toplandı. Yapılması gerekenler, uluslararası standartlara uygun olarak en iyi şekilde yapılıyor. Yapılmaya da devam edecek” dedi. 
Ergün, 26 Haziran 2014 tarihinde açıklanan ÇED raporunda da belirtildiği gibi, santralin 9 şiddetindeki bir depreme dayanıklı olacak şekilde tasarlandığını ve herhangi bir sismik tehlikenin bulunmadığının altını çizdi. 

200’ün üzerinde rapor hazırlandı
 
Akkuyu sahası için çalışmalar 1975 yılında başlatıldı. 1975-1980 yılları arasında devam eden çalışmalar, İsviçre firması EMCH Berger, yerli kurum ve kuruluşlar ile üniversiteler tarafından gerçekleştirildi. 1980 yılından itibaren ise yerli danışmanlar gözetiminde yerli kurum ve üniversiteler ile çalışmalarını sürdürdü. Akkuyu sahasına ilişkin bugüne kadar, çoğu depremsellikle ilgili 200’ün üzerinde rapor hazırlandı. 1986-1989 yılları arasında 4 yıl boyunca sahanın depremselliği ve tektoniğine yönelik çalışmalar yapıldı. Bu çalışmalar 1989 -1990 yıllarında ODTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi tarafından değerlendirildi. 

İHA

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SERDAR ERKAN TC Aile ve
Sıradaki Haber YÜZYILIN PROJESİ KIZKALESİ’NDE