İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasına yönelik tartışmalar sürerken Mersin Kadın Platformu ve Mersinli kadınlar da sokağa akın etti. Mersin Kadın Platform üyesi Zübeyde Sadırlı Akpınar, “Sözleşmenin iptali gündeminin ortadan kalkmasını değil, sözleşmenin devleti yapmakla yükümlü kıldığı tüm koruma, önleme, tazminat, çok dilli ve anadilinde destek, eşitlik politikaları geliştirme ve uygulama sorumluluklarının da hemen yerine getirilmesini istiyoruz” dedi.
Mersin Kadın Platformu ve beraberindeki birçok kadın diğer iller de olduğu gibi Mersin’de de Kushimato sokağında bir araya gelerek İstanbul Sözleşmesi tartışmalarına tepki gösterdi. Gerçekleştirilen eylemde Mersin Kadın Platformu üyesi Zübeyde Sadırlı Akpınar İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmadığını belirterek, “Bu ülkede her gün kadınlar katlediliyor! Erkek şiddetiyle aramızdan ayrılan kadınların isimlerini ezbere sayıyoruz. Eğer İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı, hayatta olabilirlerdi. Hayatlarımız için İstanbul Sözleşmesi uygulansın diyoruz. Mücadelemizin geri dönüşü yok” diye konuştu.
Sözleşmenin kaldırılması devletin sözünden vazgeçtiğini göstermektedir
İstanbul Sözleşmesi’nin tam anlamıyla uygulanması gerektiğini belirten ve kadın olarak haklarından vazgeçmeyeceklerini söyleyen Akpınar, “2011 yılında Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni, diğer adıyla İstanbul Sözleşmesi’ni ilk imzalayan ülke Türkiye olmuştu. 1 Ağustos 2014’te yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi’nin 6. Yılında ise iktidar 2011 yılında kendi imzaladığı Sözleşmeden çekilmeyi konuşuyor. 6 yılda kadın cinayetlerin de, kadına yönelik şiddette bu kadar artış olduğu halde sözleşmenin etkin şekilde uygulanmasını değil kaldırılmasını gündeme getirmek devletin o gün kadınlara vermiş olduğu şiddeti önleme, şiddete maruz kalanları koruma, failleri gerektiği şekilde cezalandırma sözünden vazgeçtiğini göstermektedir.” ifadelerini kullandı.
“Sözleşmenin kaldırılmasını gündeme getirenler cinayetlerin suç ortağıdır,şiddetin failidir”
İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme gündemini eleştiren Akpınar, “Kadına yönelik şiddet her gün arttığı halde İstanbul Sözleşmesinin etkin şekilde uygulanmasını değil, kaldırılmasını gündeme getirenler bu cinayetlerin suç ortağıdır, her gün uğradığımız şiddetin failidir. 2019 yılında Türkiye genelinde kadına yönelik şiddetle ilgili 4 bin 76 suç duyurusunun yüzde 82,4’üne yani 3 bin 357’sine “kovuşturmaya yer yok” kararı verildi. İstanbul Sözleşmesi etkin bir biçimde uygulanmadığı için her yıl yüzlerce kadın şikâyet etmesine, karakola başvurmasına rağmen öldürülüyor, Fatma Altınmakas, akrabası tarafından tecavüze uğradı, bunun üzerine kocası onu öldürdü. Kürtçe çevirmen sağlanmadığından şikâyetinde darp edildiğini söyleyemedi. İstanbul Sözleşmesi etkin uygulanmış olsaydı şiddete uğrayan kadınların ihtiyaçlarına göre sosyal destek ve hizmetler sağlanabilecek ve Fatma Altınmakas belki de yaşıyor olacaktı.” dedi.
“Biz kadınlar yaşamak istiyoruz”
İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin karalama yapıldığını belirten Akpınar, “Karalama kampanyalarına göz yumanlar, bizzat bu kampanyalara sözcülük yapar hale gelenler, kadınların, LGBTİ’lerin, göçmenlerin, mültecilerin, engellilerin, yaşlıların, çocukların haklarını tarikat ve cemaat çevreleriyle pazarlık konusu haline getirenler kadın cinayetlerinin, nefret cinayetlerinin, çocuk istismarlarının, göçmen, mülteci kadınlara dönük saldırıların suç ortağıdır. Biz kadınlar yaşamak istiyoruz!” diye konuştu.
“Temmuz ayında 36 kadın öldürüldü, öldürülen 36 kadının üçte biri evli olduğu erkek tarafından öldürüldü!”
İstanbul Sözleşmesi’nin kadınlara ve çocukların hayatlarını korumak için verilen bir söz olduğunu belirten Akpınar, “Bu sözden dönmek, günde en az 3 kadının öldürüldüğü, bilindiği kadarıyla yılda 28 bin 360 çocuk istismarının yaşandığı, nefret cinayetlerinin işlendiği bir ülkede kadınları ve çocukları ve LGBTİ+’ları ateşe atmaktır, sadece Temmuz ayında 36 kadın öldürüldü, öldürülen 36 kadının üçte biri evli olduğu erkek tarafından öldürüldü! Aileyi yıkan sözleşme değil, erkek şiddetidir.” dedi.
Sözleşmeden çekilmenin doğuracağı sonuçlara da vurgu yapan Akpınar, “Kadınlarla erkekler fıtratları gereği eşit değildir’ sözüyle her fırsatta saldırıya uğrayan haklarımızın, yasal güvencelerimizin tümüyle terk edileceğinin dünyaya ilan edilmesidir. Kadınların mücadele ile kazandığı İstanbul Sözleşmesi’nin iptalini bir partinin yönetim kurulunda yani AKP MYK’sında karar altına almak isteyenlere haklarımız ve hayatımız için bir araya gelerek, sesimizi birleştirebileceğimiz her yöntemi kullanarak yanıt verdik. Bu kararın tartışılacağı toplantının ertelenmesini kadınların bu mücadelesi, birlikteliği ve kararlılığı sağladı. Mücadelemizin geri dönüşü yok. Sadece sözleşmenin iptali gündeminin ortadan kalkmasını değil, sözleşmenin devleti yapmakla yükümlü kıldığı tüm koruma, önleme, tazminat, çok dilli ve anadilinde destek, eşitlik politikaları geliştirme ve uygulama sorumluluklarının da hemen yerine getirilmesini istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
SEYFETTİN AKARCA
YORUMLAR