İran’ın Hoy şehrinde 5,9 büyüklüğünde meydana gelen deprem, Van başta olmak üzere Doğu Anadolu Bölgesinin büyük bir bölümünde hissedildi ve can kayıplarına neden oldu. Mimarlar Odası, konuya ilişkin yazılı basın açıklaması yaparak, afet risklerinin azaltılmasına yönelik çalışma yapılmadığına vurgu yaptı.
Türkiye’de meydana gelen depremlere ilişkin açıklama yapan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği(TMMOB)’ne bağlı Mimarlar Odası, “Resmi verilere göre ise Van İli Başkale İlçesi Kaşkol, Güvendik, Özpınar ve Gelenler köylerinde oluşan hasar nedeniyle 3’ü çocuk 8 yurttaşımız hayatını kaybetmiş, 21 yurttaşımız yaralanmıştır. Depremin merkez üssü olan İran’da ise 25 kişi 2011 yılında Van’da; 27 Eylül 2019 tarihinde İstanbul’da, 22 Ocak 2020 tarihinde Manisa’da ve son olarak 24 Ocak 2020 tarihinde Elazığ’da meydana gelen depremler, yeni felaketlere karşı bizleri uyarmasına karşın afet risklerinin azaltılmasına yönelik çalışma yapılmamıştır. Ülkemizde ve bölgede daha önce de felaketlere, yıkım ve kayıplara sebep olan rant odaklı planlama, kentleşme ve yapılaşma politikaları yaşanan acılara ve kayıplara rağmen sürdürülmektedir.” açıklamasında bulundu.
“Afetlere Karşı Daha Güvensiz Hale Geldi”
Yaşanan Van Depreminin ardından gerçekleştirdiği yazılı basın açıklamasında Mimarlar Odası, “Odamızca afet bölgesinde yürütülen çalışmalarda; kırsal alanda yaşanan yıkım ve can kayıplarının nitelikli mimarlık ve mühendislik hizmetlerine erişimin olmaması; yapı üretim sürecinin denetlenmemesi, uygun olmayan yapı malzemelerinin kullanımı ve yetersiz işçiliğin yanı sıra; bölgede yaşanan toplumsal yoksulluk ve yoksunluk olduğu tespit edilmiştir. Merkezi ve yerel yönetimler yapılan tespit ve değerlendirmelere bağlı olarak; “ivedi önlemlerin bir an önce alınması ve afet risklerinin azaltılması…” yönünde çalışmalar yapılması gerektiği yönünde uyarılmışlardır. Ancak aradan geçen dokuz yılda bilime, tekniğe ve şehircilik ilkelerine aykırı olarak nitelikli planlama ve mimarlık hizmetleri ile kamu yararı önceliğini yok sayan uygulamalar ön plana çıkarılmış; yerleşim yerleri ve yapılı çevreler afetlere karşı daha da güvensiz hale gelmiştir.” ifadelerini kullandı.
“İşbirliği Gerekiyor “
Mimarlar Odası’nın bu çerçevede yaptığı değerlendirme şu şekilde; “Topraklarının tamamı depremsellik koşullarında olan ülkemizde ve bölge coğrafyasında; afetler ve kriz durumlarında tüm ilgili kurum ve kuruluşların koordinasyonu ve işbirliğinin sağlanması; ayrıca bölge ülkeleri arasında ve uluslararası alanda ilişkilerin güçlendirilmesi gerektiğini önemle anımsatmaktayız. Güvenli ve sağlıklı bir yapılı çevrede yaşam hakkının sağlanabilmesi için; afet öncesi, afet ve afet sonrası süreçlerin yönetimi hakkında geliştirilecek politikaların bilim insanlarını, meslek odalarını, akademik kuruluşları ve ilgili tüm kesimleri dikkate alarak oluşturulması, toplumsal ve yönetimsel hafızanın korunarak gelecek kuşaklara aktarılmasının zorunlu olduğunu bir kez daha vurgulamaktayız. Afetlerde kaybettiğimiz yurttaşlarımızı saygı ile anıyor, ailelerine ve toplumumuza başsağlığı, yaralı olarak kurtarılanların bir an önce sağlıklarına kavuşmalarını diliyoruz.”
ARZU ÖZER-MEHMET ÖZCAN
YORUMLAR