Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası Mersin Şubesi, ‘Emeğimize Ve İş Güvencemize Sahip Çıkmak İçin 1 Mayıs’ta Alanlardayız’ başlığı altında açıklama yaptı.
Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası Mersin Şubesi Yönetim kurulu adına açıklamayı gerçekleştiren şube başkanı Hakan Boyar, 1 Mayıs gününün öneminden bahsetti.
Konuşmasında, 1 Mayıs ‘Uluslararası İşçi Sınıfının Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü’ olarak belirterek burjuvaziye karşı olduklarını vurguladı.
Konuşmasına devam eden Hakan Boyar AKP hükümetinin getirdiği olumsuzluklara değinerek, AKP hükümetinin 16 yıl emekçiler açısından en büyük hak kayıplarının yaşandığı dönem olarak tarihe geçtiğinin altını çizdi.
“ESNEK VE GÜVENCESİZ BİR ŞEKİLDE ÇALIŞTIRIYORLAR”
Ülkenin en değerli ve stratejik kaynakları özelleştirmeler yoluyla uluslararası ve yerli sermayeye peşkeş çekildiğini kaydeden Boyar: “Esnek ve güvencesiz çalışma, taşeronlaştırma uygulamaları hızla yaygınlaşıp, kitlesel işten çıkarmalar sürerken, düşük ücret ve maaş artışlarının dayatıldığı, emeğe yönelik saldırıların çok yönlü olarak hayata geçirildiği bir süreç yaşanmıştır.” dedi.
ITUC’un raporunda, Türkiye, Kamboçya, Hindistan ve İran gibi ülkelerle birlikte çalışanlar için en kötü on ülke sıralamasında yer aldığını belirten Boyar şu değerlendirmeleri öne sürdü: “100 bin devlet çalışanı işini kaybetti. Gösteri yapma hakkı ortadan kaldırıldı. Sendikalar ve sendika üyeleri toplum düşmanı olmakla suçlanıyor. 672 sayılı KHK ile 50 bin kişi işten atıldı. Hükümetin bu keyfi uygulamasına karşı basın açıklamaları, yürüyüş ve protesto gösterileri yapıldı.”
“MİLYONLARCA ÜNİVERSİTE MEZUNUMUZ İŞSİZ”
Siyasi iktidarın, oluşturmak istediği yeni siyasal rejim, emekçi sınıfların sömürüsünü derinleştirdiğini ifade eden Boyar, AKP iktidara geldiğinden bugüne ücretlilerden alınan vergi arttığını ancak faizden alınan vergi azaldığını belirtti.
Boyar, faiz gelirlerinin artması ülkede bir sıcak para ekonomisi oluşturduğunu sanayi üretimi ise artan iş talebini karşılayacak oranda gelişmediğini belirterek: “Hükümet, ülkede var olan işsizliği, her ilde üniversite açıp akademik nitelik gözetmeksizin öğrenci kontenjanlarını yüksek tutma yoluyla örtmeye çalışmaktadır. Böylece işgücü çağındaki milyonlarca genç, üniversite öğrencisi olarak görünmekte ve işsizlik rakamlarında yer almamaktadır.” ifadelerini kullandı.
“ARTIK BIÇAK KEMİĞE DAYANMIŞTIR”
Emekçiler verimlilik ve milli gelir artışından payını alamadığını belirten Boyar: “Bu nedenle de gelir dağılımı ülkemizde oldukça bozuktur. Nüfusun en düşük gelir grubunu oluşturan yüzde 20’lik diliminin milli gelirden aldığı pay yüzde 6’dır. Buna karşın nüfusun en yüksek yüzde 20’lik grubunun milli gelirden aldığı pay ise yüzde 46’dır. Bugün halkın büyük bölümü açlık sınırının altında, yoksulluk sınırınınsa çok ama çok uzağında bir yaşam sürdürürken, bir milletvekilinin bir aylık maaşı, asgari ücretlinin 1 yıllık maaşına eşittir. Kamu emekçilerinin iş güvencesinin elinden alınmak istenmesi, taşeronlaştırmanın, esnek ve güvencesiz çalışmanın yaygınlaşması, işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarının giderek ağırlaşmasına yönelik yasal düzenlemeler ve atılan fiili adımlar sürmektedir.” şeklinde konuştu.
“YAŞASIN BİRLİK MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜ YAŞASIN 1 MAYIS”
Sermaye güdümlü iktidarlar eliyle, ülkedeki emeğin sömürülmesi düzenine, emekçilerin, ‘Birlik, mücadele ve dayanışma’ ruhuyla karşı koyulacağına inandıkları çağrısında bulunan Boyar: “Bu mücadele kazanıldığında; Emekçi alın terinin karşılığını alacaktır. Yoksulluk ve işsizlik yok edilecektir. Hakça bir paylaşım düzeni kurulacaktır. Herkes için güvenceli bir iş, herkes için insanca yaşam hakkı sağlanacaktır. Cumhuriyetin laik, demokratik eğitim politikaları yaşama geçirilecektir. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, bizlere emanet ettiği çağdaş, laik, demokratik Cumhuriyet daima yükselecek, ebediyen yaşayacaktır. Eğitim-İş olarak emeğimiz ve iş güvencemize sahip çıkmak için 1 Mayıs’ta ülkedeki tüm alanlarda olacağız. Yaşasın Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü Yaşasın 1 Mayıs…” diyerek cümlelerini tamamladı.
YORUMLAR