Pazar günü ülkemizin tarihi boyunca en önemli seçimleri var.
Halk iradesi, yönetimlerde belirmeye başladığından beri politika anahtar öge oldu.
Vatandaş olarak,
haklarımızı savunmaları için vekaleten politikacılara teslim ettik, ediyoruz.
Çoğu zaman hiç tanımadığımız politikacılara vekalet verdik.
Bize vekalet edecekleri gerçekten biz mi seçiyoruz?
Yoksa bize sunulmuş adayları mı seçmek zorunda bırakılıyoruz?
Bazı politikacıların hakkını teslim edelim;
gerçekten de yakışanı yapmış,
halkı temsil etmiştir.
- Halkı temsil edenlerin mevki ya da mal kaygısı olmamalıdır.
- Bireyi yücelten bir siyasetçilik, temsil amacına aykırıdır.
- Seçilinceye kadar halkı üst görüp,
seçilince de kendini halktan üstün görmemelidir.
- Siyaset, kişilerin şahsını tatmin ettiği bir araç olmamalıdır...
Genel ve yerel siyasetçilerin düşüncelerini ve iddialarını karşılıklı tartışmaları gerekirken, farklı mekanlarda birbirlerine atıp tutmaları da çok garip oluyor!
Neden aynı platformda tartışmaktan imtina ederler?
Oysa aynı mekanda birbirleriyle tartışmaları daha net neticeler verecektir.
Daha garibi yolda yürürken, hiç ummadığınız bir anda farklı partilerin adaylarının ve parti amblemlerin fotoğrafları ile süslenmiş bangır, bangır şarkılar türküler söyleyen otobüsler, minibüsler, otomobiller ile karşı karşıya geldiğimizde,
bizler halk olarak ne anlamalıyız?
Bizlere hangi düşüncelerini anlatmaktadırlar?
Bu durumun ne partilere nede adaylara yaramadığını, sadece ses ve görüntü kirliliği oluşturup,
halkın antipatisini kazanmaktan başka bir işe yaramadığını göremiyorlar mı..!