29 Mart 2024

SOHBET KÖŞESİ: İSLAMDA SAĞLIĞA VERİLEN ÖNEM VE SAĞLIKLA İLGİLİ PEYGAMBERİMİZİN TAVSİYELERİ

0
                İslam’da ayet, hadis ve geleneklerimizde insan sağlığına verilen önem tekrar- tekrar belirtilmiştir.
“İnsanın kendi eli ile kendini tehlikeye atması” ciddî olarak yasaklanmıştır.
“Ölüm gelmeden önce hayatın, hastalık gelmeden önce sağlığın, meşguliyet gelmeden önce boş zamanın, yaşlılık gelmeden önce gençliğin, fakir düşmeden önce servetin kıymetinin bilinmesi,” İslamiyet’te sağlıklı ve dengeli yaşamanın ölçüsüdür.
İslamiyet’te sağlık ve boş zamana dikkat çekilmiştir.
Peygamberimiz:
“Bulaşıcı hastalık bulunan beldeye girilmemesini ve buradan çıkılmamasını” tavsiye etmiştir.
Başka bir hadiste:
“Bulaşıcı hastalık olan cüzamdan, aslandan kaçar gibi kaçmamız” telkin edilmiştir.
“Sağlık kurallarına uyarak” güçlü bulunan müminin “Sağlık kurallarına uymadığı için” güçsüz düşen müminden daha hayırlı olacağı Peygamberimiz tarafından belirtilmiştir.
Sultan Süleyman’ın:
“Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi.
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi”  beyiti bir atasözü halinde nesilden-nesile intikal edip gelmiştir.
Dünyada yaklaşık 1 milyar insan; enerjilerini sömüren, iş güçlerini azaltan, geleceğe yönelik plan yapmalarını sınırlayan açlık, fakirlik, hastalık çarkına tutsaktır.
Gelişmiş ülkelerde yaşama süresi 72 sene iken gelişmekte olan ülkelerde 55, Afrika ve Güney Asya’da ise 50 senedir.
Bebek ölüm oranı gelişmiş ülkelerde binde sadece 10-20 iken, gelişmekte olan ülkelerde 1000’de 100 ila 200’den fazladır.
1-5 yaş arası çocuk ölüm oranı gelişmiş ülkelerde yüzde 1 iken, gelişmekte olan ülkelerde 20’yi, Güney Afrika’da yüzde 30’u bulmaktadır.
Az gelişmiş ülkelerde sefaletin içinde doğan her bin çocuktan 200’ü ilk yıl, 100 kadarı 5 yaşına ulaşmadan ölmekte, sadece 500’ü 40 yaşına ulaşabilmektedir.
İslamiyet’in hedeflerinden biri; yeterli beslenme, maddi imkanı olmayanların, maddi durumu iyi olanlarca desteklenmesi, sevinçlerin, kederlerin paylaşıldığı bir huzurlu toplum oluşturulmasıdır.
İslamiyet’in bütün emir ve yasaklarında; Fakirin, düşkünün, hastanın, suç ve suçlunun bulunmadığı mükemmel bir cemiyet oluşturulması esprisi vardır.
Vücudun bir parçasında rahatsızlık bulunan insan o uzvun rahatsızlığını nasıl hissederse; aç, açık, hasta insanların bulunduğu Müslüman toplum da; bu açlık, hastalık ve kederin acısını derinden hissetmeli, bütün sosyal imkanlar o yarayı sarmak için seferber edilmelidir.
Pek çok hayır kurumlarımız yüce dinimiz ve geleneklerimizde yer alan “ilim”, “sağlık” ve “hayır” hizmetleri esprisinden kaynaklanmaktadır.
İslamiyet’te ve geleneklerimizde sağlığa verilen önem, tarihten akıp gelen sağlık  kurumlarımızla yaşatılmaktadır.
Peygamberimizin sağlığın korunması ve sağlıklı yaşamak ile ilgili çok güzel tavsiyeleri vardır.
Peygamberimizin Allah’tan en çok istediği sağlıklı olmaktır.
Şu söz peygamberimizindir:
“Kimin sağlığı yerinde olur ve güven içinde bulunursa bütün dünyayı elde etmiş demektir.”
Peygamberimiz her derdin bir devası olduğunu ve bu devayı aramamızı bildirmiştir.
Bir Hadis-i Şeriflerinde de şöyle buyurmuştur:
“Ey Allah’ın kulları. Tedavi olun. Çünkü Allah, yarattığı her hastalık için mutlaka bir şifa veya deva yaratmıştır. Ancak bir dert müstesna o da ihtiyarlıktır.”
Aşırı yemek sağlığa zararlı kabul edilmiştir.
Bu konuda şu Hadisi Şerif çok güzel bir örnektir:
” Bütün hastalıkların anası çok yemektir.”
İslam’a göre: Alkollü içkiler, uyuşturucu maddeler, domuz eti ve insan tabiatına aykırı olan zararlı gıda maddeleri yasaktır.
Haram gıdayı yemek değil, üretmek ve ticaretini yapmak da yasaklanarak toplumun zararlı maddelerden korunması hedeflenmiştir.
Beslenme ve temizlik konusunda ortaya konan emirler yine insanların menfaatine olarak ortaya konulmuştur.
Temiz ve besin değeri yüksek gıdalar almak hastalıklara karşı koruyucu tedbirlerdir.
Sağlık için yürüyüş yapmak ve hareketli olmak Peygamberimiz tarafından tavsiye edilmiştir.
Bu konuda:
“En hayırlı tedavi burundan ve ağızdan alınan ilaçla, kan vermek ve yürüyüşle yapılan tedavidir. Buyurmuştur.
Doğumdan itibaren 6-12 ay anne sütü içmenin önemi günümüzde yeni yeni anlaşılmaya başlanmışken Peygamberimiz 1400 küsur sene önce “çocuğa, annesinin sütünden daha yararlı ve hayırlı bir süt yoktur.” buyurmuştur.
Kireçli ve kirli suların böbrek taşı yaptığını değişik enfeksiyon hastalıklara sebep olduğunu belirten Peygamberimiz su konusunda bile hassas davranmış, uzak yerlerden su getirtmiş, suyun dinlenmesini tercih etmiştir.
Peygamberimizin tavsiyeleri bugünün sağlık kurallarına tam bir uyum sağlamaktadır.
Dinimiz hastalığın tedavisinden önce gerekli tedbirlerin alınarak sağlığın korunmasına önem vermiştir.
Hoşça kalınız.

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir