29 Mart 2024

SOHBET KÖŞESİ: BELEDİYE BAŞKANLIĞI ADAYLIĞI ATEŞTEN GÖMLEKMİŞ… KAZANAMAMIŞTIM AMA BILDIRCIN ÇİFTLİĞİ KURMUŞTUM

0
Belediye Başkanlığına aday olduğum zaman beni en çok etkileyen durum doğduğum yer olan Bozyazı ilçesinin içine düştüğü siyasi kargaşa idi…
Bu siyasi kavgalar yüzünden ilçeye pek yatırım da gelmez olmuştu…
Bozyazı’nın ana gelir kaynağı muz’du… Muz bahçeleri bile geceleri kesilmeye, tahrip edilmeye başlamıştı…
Muz genelde serada yetiştiriliyordu…
Sera naylonları kesiliyor içindeki yetişmemiş muz’lar tarak dediğimiz yerlerden bıçakla kesilip satılamayacak hale getiriliyordu…
Böyle bir kargaşalı dönemde, Anavatan partisinin ilçe’de dibe vurduğu bir dönemde ailemin karşı çıkmasına rağmen Anavatan Partisinden belediye başkan adayı olmuştum…
Bozyazı Belediye Başkanlığına aday olduktan sonra çalışmalara başlamıştım…
Yılbaşında 6 bin seçmene yılbaşı tebriği göndermiştim… Bu tebrikler hedefine vardıktan sonra çok olumlu tepkiler almaya başlamıştım…
Gönderdiğim Yılbaşı Tebrik’leri seçim çevresinde alışılmayan bir durumdu… Bunun için Anamur’da yayımlanan Anamur Ekspres gazetesinde haber olarak çıkmıştı…
5 Ocak 1989 tarihli Anamur Ekspres Gazetesinde büyük puntolarla şu haber çıkmıştı;
“İlçemizin sevilen yöneticilerinden İmam Hatip Lisesi Müdürü Gazi Mert görevinden istifa ederek 26 Mart’ta yapılacak belediye başkanlığı seçimleri için doğum yeri olan Bozyazı ilçesine Anavatan Partisinden Belediye başkan adayı oldu.
25 yıldır idarecilik ve öğretmenlik yapan Gazi Mert; İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü mezunu olup sırasıyla 3 yıl Sivas öğretmen okulunda öğretmenlik, 5 yıl Anamur Lisesinde öğretmenlik ve Lise Müdürlüğü, 5 yıl Anamur İlçe Eğitim Müdürlüğü,12 yıl Anamur İmam Hatip Lisesi müdürlüğü görevlerinde bulunmuştur.
Görev yaptığı dönemlerde 30’un üzerinde Teşekkürname, Takdirname ve Başarı Belgesi alan Gazi Mert’in adaylığı Bozyazı ilçesinde sevinçle karşılanmıştır.
1987 yılında Yılın Öğretmeni seçilen Gazi Mert’in 3 gün müddetle geceli gündüzlü çalışarak bütün seçmenlerine gönderdiği yılbaşı tebrikinde şöyle denilmektedir;
“Yeni yılınızı en içten duygularımla tebrik eder 1989 yılının size ve ailenize barış, mutluluk huzur ve saadet getirmesini Cenab-u Allah’tan diler, 26 Mart Belediye Başkanlığı seçimlerinden sonra maddi-manevi yönde her türlü hizmetlerde, kederli ve sevinçli günlerinizde yanınızda olacağımı bildirir en derin saygı ve muhabbetlerimi sunarım.’’
Seçmenlerine barış, mutluluk, huzur ve saadet vadeden çiçeği burnunda Belediye Başkan adayı Gazi Mert’e başarılar dileriz.’’
Gazetenin sürmanşet halinde yayınlanan yazısı buydu.
Bozyazı Belediye başkan adayı olarak o dönemde seçmenlerin tamamına yılbaşı tebriki göndermek o zamanın şartlarına göre zordu…
Ama bunu başarmıştım… Fakat çok zor bir görev üstlenmiştim…
Nasıl bir yerden aday olduğumu, bu işin tutmayacağını beni çok seven, çocukluğumuzu birlikte geçirdiğimiz çok yakın bir akrabamın şu sözleri açıkça gösteriyordu;
“Keşke Bozyazı’da komünist partisi kurulsaydı da oradan aday olsaydın. O zaman bile reylerimizi verirdik. Şimdi biz Anavatan partisine, dolayısıyla sana nasıl oy vereceğiz?…”
Beni gören bana kucak açıyor fakat o dönemde İlçe’de Anavatan Partisinden çektikleri mağduriyetleri bir-bir sıralıyorlardı.
Anavatan Partisinin o dönemlerde kaybettiği prestiş Bozyazıya da yansımış ve ben de Bozyazı Belediye Başkanlığını kazanamamıştım…
Belediye Başkanlığını kazanamamıştım ama hiç taviz vermemiş kişiliğimi, şahsiyetimi kazanmıştım…
Seçim meğer parayla kazanılırmış… Bunu öğrenmiştim…Seçim meğer “iş vadi” ile kazanılırmış…
Bunu tespit etmiştim… Bazı insanlar meğer iki yüzlü değil, on yüzlüymüş… Bunu görmüştüm…
…Ve beni Allah kurtarmıştı… Siyaset bana göre değilmiş… Bunu hissetmiştim…
O dönemde Belediye başkanlığına müracaat eden bir devlet memuru istifa edip Belediye Başkanlığını kazanamaz ise yeniden göreve dönebilmek için 3 ay beklemesi gerekiyordu…
Ben de öyle yapmıştım…3 aylık bekleme sürecine girmiştim… Beklemek… Boş oturmak…2 gün içinde bu kelimelere yabancı olduğumu anlamıştım…
Bir şeyler yapmalıydım…3 aylık zamanı boşa geçirmemeliydim… Benim hobilerim arasında yeşilliği, ağaçları ve hayvanları sevmek vardı…
Ağaç ve yeşillik konusunda yaptığım muz bahçesi, yer fıstığı ekimiyle uğraşmış olmam ve Limon bahçesi yapmış olmam birazcık o yöndeki hobilerimi tatmin ediyordu…
Hayvanları da çok seviyordum…
Görev yaptığım süreler içinde Anamur ve Bozyazı’da küçük çaplı tavuk kümeslerimiz, güvercinlerimiz, tavşanlarımız, kaz ve ördeklerimiz olduysa da bunlar küçük çaplı uğraşlarımızdı…
Eşim de en çok tavuk kümesleriyle ilgileniyordu… Her sabah 10’larca yumurta almak küçük çocuklarımızın da dikkatlerini çekiyordu…
Okul dönüşü güvercinleri uçurtmak ta beni biraz olsun tatmin ediyordu ama bunlar yeterli değildi…
Öğrencilik yıllarımda İstanbul’da bir hayvanat bahçesine gitmiştim… Hayvanat bahçesinde 100’lerce Bıldırcın’ın yaşadığı bir bölümü gezmiştim… Evde Bıldırcın yetiştirilebileceğini orada görmüştüm…
O zamanlar: “İlk fırsatta evimde Bıldırcın beslemeliyim” diye düşünüyordum…
Aradan 22 yıl geçtikten sonra, Bozyazı Belediye Başkanlığını kazanamadığım 1989 yılındaki 3 aylık bekleme süreci içinde 22 yıl önceki hayalim gerçek olmuş ve “BILDIRCIN” yetiştirmeye başlamıştım…
Hem de bilimsel olarak… Hem de 2 katlı evimin üstüne küçük çaplı “Bıldırcın Çiftliği” kurarak… Boş oturmak olmazdı… Hayatım dolu-dolu geçmeliydi…
Bu boş geçecek 3 aylık zaman zarfında bağ bahçe işleriyle uğraşılarım vardı ama bir koltukta 3 karpuz misali daha fazla meşkuliyetler geçiriyordum içimden… Evde Bıldırcın yetiştiriciliğine de yabancı değildim…
Mersin’de bıldırcın çiftliği olan dostlarım, arkadaşlarım vardı… Mersine okul müdürleri seminerine gittiğimiz zamanlar bu arkadaşlarımın birine misafir olmuş ve çalışmalarını yakından görmüştüm…
Arkadaşım sayın Ahmet Hallaç evinin üstünde yaptığı bir atölyede hem bıldırcın kuluçka makinesi yapıyor, hem bıldırcınların barınabileceği kümesler imal ediyor hem de Bıldırcın yetiştiriyordu…
5 gün içinde 270 metrekarelik 2 katlı evimin üstüne küçük çaplı bıldırcın çiftliği yaptırmıştım…
Mersin’e gitmiş, sayın Hallaç’tan 1 kuluçka makinesi, birinde 240 bıldırcının barınabileceği 12 adet kümes, yeni çıkan yavruları koymak üzere 4 bölümlü civciv büyütme kafesi, yumurtlamaya hazır 300 adet dişi ve 150 adet erkek bıldırcın, kuluçka makinesine koymak üzere 240 adet bıldırcın yumurtası ve 5 çuval bıldırcın yemi satın almıştım… Bıldırcın çiftliğim, karar verdikten 10 gün sonra hazırdı…
Hoşça kalınız.

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir