29 Mart 2024

SOHBET KÖŞESİ: OKUL MÜDÜRLÜĞÜNE EK OLARAK İLÇE EĞİTİM MÜDÜR VEKİLLİĞİ GÖREVİ DE VERİLMİŞTİ

0
Türkiye genelinde İlköğretim müdürlüklerinin kaldırılmasından ve yerine İlçe Eğitim müdürlükleri kurulmasından sonra İlçede, öğretmenler arasında, kimin İlçe eğitim müdürü olarak atanacağı tartışmaları yapılırken İçel Valimiz Sayın Fahri Öztürk’ten şahsıma, “kişiye özel” resmi bir yazı gelmişti…
Yazıda; İmam-Hatip Lisesi müdürlüğüme ek görev olarak İlçe Eğitim müdürlüğünde de görevlendirildiğim yazıyordu.
Yazıyı alıp Kaymakamlık makamına gittiğim zaman bana gelen yazının bir benzerinin de Kaymakamlık makamına geldiğini ve Sayın Kaymakamın emriyle tebliğ – tebellüğ belgesi hazırladıklarını söylemişlerdi…
Veriler görev acil ve kutsal bir görevdi ve bu görevi en güzel şekilde yerine getirmeliydim…
…Ve öyle de yapmıştım…
O gün ivedi olarak bütün okullara duyurulmak üzere bir yazı hazırlatmış ve akşama dağıtımını yaptırmıştım…
Buna göre; sabah mesaisini İmam-Hatip Lisesi Müdürlüğünde, öğleden sonra mesaisini de İlçe Eğitim müdürlüğünde yapacaktım…
Yine bir esneklik koymuş, İlçe eğitim müdürlüğüyle ilgili iş ve işlemler için sabah mesaisinde İmam-Hatip Lisesine gelinebileceğini, İmam-Hatip Lisesiyle ilgili iş ve işlemler için de öğleden sonra İlçe eğitim müdürlüğüne gelinebileceğini belirtmiştim…
Yazının gelişinden bir gün sonra kapatılan İlköğretim müdürlüğü ile devir-teslim işlemlerini yapmış ve ek görev olarak İlçe eğitim müdürlüğü görevine de başlamıştım.
Artık iki ayrı dairede görev yapıyordum… Hani bir koltukta iki karpuz derler ya… İşte o türden bir şey…
İlçe eğitim müdürlüğünde İlköğretim müdürlüğünden kalan çok güzel bir çalışma temposu vardı…
Memurlarımız deneyimli ve kabiliyetli kişilerden oluşuyordu… Her şeyden önemlisi beni önceden de tanıyor, seviyorlardı… Bir başkası da gelebilirdi… Benim gelişim daire içinde adeta bir bayram havası yaşatmıştı…
Hep birlikte göreve dört elle sarılmıştık…
İmam-Hatip Lisesinden ek görevli olarak İlçe Eğitim Müdürlüğüne gidişim de bir aksaklık meydana getirmemişti…
Sayın Hikmet Çınar gibi deneyimli bir müdür baş yardımcım vardı… Benim yokluğumda beni hiç aratmıyordu…
Öğretmen arkadaşlarım ve memurlarım için de benim ek görev olarak İlçe Eğitim müdürü olmam bir kayıp sayılmamıştı… Onlar da onure olmuş ve daha bir şevkle görevlerine sarılmışlardı…
Durum öğrencilerim için de moral kaynağı olmuştu…
Öyle ya… Onca okul müdürleri içinden kendi okul müdürünün seçilişi onlara da mutluluk vermişti…
Benim ek görev olarak İlçe Eğitim müdürlüğüne getirilişim Anamur’da bulunan Anamur Lisesi, Ticaret Lisesi, Endüstri Meslek Lisesi, Kız Meslek Lisesi ile şehir merkezinde ve köylerde bulunan İlkokullar için, yaygın eğitim kurumları özellikle Halk Eğitim Müdürlüğü için de bir sevinç kaynağı olmuştu.
Bu sevinç doğduğum yer olan Bozyazı’daki Bozyazı Lisesinde ve Bozyazı’daki ilkokullarımızda da yaşanmıştı…
Bu sevinç genelde benim getirilişimle de doğrudan ilgili bir durum değildi…
Sebep şuydu: İlköğretim müdürlüğünün sona erişi ile İlçe eğitimin müdürlüğünün kuruluşu arasında bir boşluk doğmuştu…
O dönem 20.09.1880 tarihinde göreve gelen 44’üncü Sayın Bülent Ulusu Hükümeti dönemiydi…
43’üncü hükümet olan Sayın Süleyman Demirel hükümeti 12.11.1979 tarihinde göreve geldiği zaman Türkiye genelinde İlçelerde İlköğretim müdürlüklerinin kaldırılarak yerine İlçe Eğitim müdürlüklerinin kurulmasını öngören çalışmaları başlatmış ve bu nedenle de fiilen İlköğretim müdürlüklerinin görevi Sayın Ulusu hükümeti döneminde sona ermişti…
İl’den okullara dağıtılmak üzere gönderilen resmi yazılar okullara ulaşmıyor müfettişlerle okul müdürleri arasında sorunlar yaşanıyordu…
O dönem İçel Valisi Sayın Fahri Öztürk devriydi…
Bana İlçe eğitim müdürlüğü ek görev olarak verilmeden önce İl’e gittiğim zaman Vali ve İl Milli Eğitim müdürlüğünün emirleriyle okullara ait evraklar teslim ediliyor ve dağıtımını da ben yapıyordum…
Kaymakamlık makamından aldığım araç onayı ile okulumuza ait Renault marka taksi ile İl’den getirdiğim evrakları en ücra köyler bile bizzat kendim ulaştırmaya çalışıyordum…
Ancak başka yollarla gelen evraklar günü gününe okullara ulaştırılamıyor, kayboluyordu…
İlçe’de Kaymakamlığın, Orman İşletmesinin ve bizim dışımızda araç olan daire de yoktu… Göreve gelmeden önce bile İlçe’ye gelen yazıları okullarına ulaştırdığım arkadaşlarım benim göreve getirilişimi sanırım bunun için benimsemişlerdi…
Elbette kara kaşım, kara gözüm için değildi… Benim Anamur İlçe eğitim müdürlüğüne getirilişimin Bozyazı’yla ilgisinin ne olduğu da düşünülebilir…
Buna da açıklık getirmek istiyorum: O dönemde Anamur’la Bozyazı aynı İlçe sınırları içerisindeydi… Bozyazı Anamur’un bir kasabasıydı…
Ancak ben göreve getirilişimden 7 sene sonra 1987 yılında çıkarılan bir kanunla İlçe olmuştu…
Şu anda İlçe statüsünde olan Bozyazı kasabasındaki örgün ve yaygın eğitim kurumları da benim ek görevle görevlendirildiğim Anamur İlçe eğitim müdürlüğüne bağlıydı.
İki İlçenin görevleri tek müdürlükte toplanmış ve bu görev de ek olarak bana verilmişti…
Biraz o dönemde görev yaptığım Anamur-Bozyazı ikilisi ile ilgili duygularımı dile getirmek istiyorum;
Anamur ve Bozyazı’nın baş harfleri alfabemizin bir ve ikinci harflerini oluşturuyor; A…B…harflerini…
Anamur ve Bozyazı birbirine yapışık 2 şirin İlçe… Sosyal ve Kültürel hayat hep aynı karelen içinde dile getirilir… Her iki ilçenin tarihi birdir…
O dönemlerde tohumunu attığımız turizmi, folkloru, halk oyunları, el sanatları, yöresel yemekleri, şiir ve hikâyelerde geçen yaylaları, kelime ve deyimleri, halk oyunlarında giyilen giysileri, çalgıları hep aynıdır.
Yöreye has manilerdeki dizelerde her iki ilçe hep birlikte söylenir…
El-ele, saç-saça, baş-başa kavgaları sevgi, sevgileri hasret, Toroslar’ın denize bakan yamaçlarında yetişen çiçekleri hep aynı kokar.
Anamur ve Bozyazı’nın toprağı, denizi, dalgaları, dağları, insanı, duası, dileği, umudu rüyası aynıdır.
Anamur ve Bozyazı’nın “ANA” yazgısı ve ana “YAZI”sı müşterektir.
İşte şu anda İlçe olan Bozyazı’nın Eğitim-öğretim işleriyle ilgili görevleri de bana verilmişti…
1971 – 1977 yılları arasında öğretmenlik yaptığım Anamur lisesinde olaylar dur-durak bilmiyordu…
Zincirli, bıçaklı sağ-sol kavgaları eksik olmuyordu…
Özellikle 1977 yılında ben okuldan ayrılıp İmam- Hatip Lisesi müdürü olduktan sonra Lise’de olaylar hızla tırmanmıştı…
40’ıncı hükümetimiz Sayın Bülent Ecevit’in 21.06.1977 ile 21.07.1977 tarihleri arasındaki 1 aylık süresinde bile müdür değişikliğine gidilmişti…
Bu müdür değişikliği 41’inci Sayın Süleyman Demirel hükümetinin 21.07.1977 ile 05.01.1978 tarihleri arasındaki 5 aylık süresinde de devam etmişti…
42’inci Sayın Bülent Ecevit hükümetinin 05.01.1978 ile 12.11.1979 tarihleri arasındaki 22 aylık süresi içinde Anamur Lisesinde yine müdür değişiklikleri oluyordu…
43’ncü Sayın Süleyman Demirel hükümetinin 12.11.1979 ile 12.09.1980 tarihleri arasındaki 12 aylık süresi içinde de müdür değişikliklerine şahit oluyorduk…
İhtilal sonrası 44’üncü Sayın Bülent Ulusu hükümetinin 20.09.1980 tarihinde iktidar olmasından sonra devam eden 1 yıl içerisinde Anamur Lisesinde yine müdür değişikliğine gidilmişti…
Her kısa dönem hükümet değişikliğinde bile baş döndürücü bir hızla iki ayrı müdür vekâleten atanıyor, biri gitmeden diğeri geliyordu…
Hoşça kalınız.

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir