ERDOĞAN SERİN: SİYASET ÖNGÖRMEK, ÖN ALMAK, ÖNDE DURMAKTIR
İYİ Parti, bu ülkenin kaderinde söz ve yetki sahibi olabilecek önemli siyasi partilerimizden biriydi.
Son iki yılda müthiş bir performans gösterdi ve bunun sonucu olarak da (sahadaki ölçümlere göre) oyunu yüzde ellinin üzerinde artırdı.
Bir o kadar artırma imkanı varken de, liderinin öngörüsüzlüğü, basiretsizliği ve beceriksizliği yüzünden bu şansını yitirdi.
Hem de tamamen yitirdi..!
Çünkü parti tabanında kırılmalara varan hayal kırıklıkları yaşandı.
Bütün bu olup bitenlerden sonra İYİ Parti’nin kendini toparlaması biraz zor görünüyor.
Kanaatim o ki, İYİ Parti bu süreçte potansiyel oylarının önemli bir bölümünü CHP’ye kaptıracak. Oylarının önemli bir bölümü de öteki partiler arasında paylaşılacak.
Sayın Akşener seksen bir ili seksen birer kez daha dolaşsa, yüzde on beş oy oranını bir daha yakalayamaz heralde?!
Dahası, bugünkü anlayışta inat ve ısrar etmesi halinde, Parti’deki üst düzey arkadaşları arasında da kopmalar olabilir.
Siyaset öngörmek, ön almak, önde durmaktır.
Sayın Akşener, binbir emekle biriktirdiği harmanı, dar ve sığ bir siyasi zihniyetin etkisinde kalarak kendi elleriyle yakmıştır!
Oysa, İYİ Parti’de çok iyi yetişmiş, kendi alanında uzman nice siyasetçi var. Keşke, bu insanlardan gerektiği gibi yararlanabilseydi ve partisini böyle bir açmazla karşı karşıya bırakmasaydı!
Yazık!
Hem de çok yazık..!
İNCİR TEZGAHI GİBİ..!
Küçük Temel ve küçük Dursun semt pazarında dolaşırlarken, Dursun bir incir tezgahının başında durur ve pazarcının başka bir müşteriyle ilgilendiğini fırsat bilip, çuvaldan üç adet incir yürütür ve cebine indirir.
Sonra da Temel’in kulağına eğilip şöyle der!
-Çepumde üç atet inçir vardur! Ha puradan hemen uzaklaşup inçirleru pi küzel yiyelum!
Temel bu duruma itiraz eder ve der ki!
-Ha pu senun yaptiğun hirsizliktur. Pen o inçirleru namusumlan da yiyepilirum.
Dursun bunun üzerine, “Nasil yani?” diye merakla sorar!
Temel gayet sakin bir edayla cevap verir!
-Kel isterusen saa da köstereyum!
Sonra birlikte incir tezgahının bulunduğu yere giderler.
Temel pazarcıya “Saa pi nimara yapabilir miyum?” der!
Pazarcının, “Önce yapacağın nimarayu söyle!” demesi üzerine de, “Senin üç atet inçirinu önçe yiyeçeğum, sonra da Tursun’un çepunden keri çikaracağum!”
“Madem öyle yap da görelim!” der pazarcı.
Temel, tezgahtan aldığı üç adet inciri afiyetle yer!
Sonra da elini Dursun’un cebine sokup üç adet inciri pazarcıya geri verir…
