24 Mart 2023

SOHBET KÖŞESİ: KIBRIS OLAYLARINDA SAVAŞA KATILMAK İÇİN ÜNİVERSİTEDE İKEN YAPTIĞIMIZ ÇALIŞMALAR

Üniversite hayatımda unutamadığım bir anım da Kıbrıs olayları ve o olaylar karşısında takındığımız tavırdı.
Adana’da okurken sınıfımızda 7 tane Kıbrıslı arkadaşım vardı. Onlarla pek çok anılarımız olmuştu… Bir kısmını memleketim olan Anamur’a bile götürmüştüm.
Adana İmam Hatip Lisesinde öğrenci iken Kıbrıs’ta olaylar meydana gelmişti. Ben l964 yılında Adana’dan ayrılıp İstanbul’a gitmiştim.
Adana’da Kıbrıslı arkadaşlarımla birlikteyken 21 Aralık 1963 yılında Rumlar, Kıbrıs Türklerine karşı büyük bir saldırıya geçmişti. Saldırıya uğrayanlar arasında arkadaşlarımın aileleri de vardı.
Rumlar tarafından yüzlerce Türk şehit edilmişti.130 köyden 30 bin Türk de göçmen durumuna düşmüştü. Arkadaşlarımın ailelerinin bulunduğu Türklere ait ev ve malları tahrip ve talan edilmişti.
Ben Adanada okurken Kıbrıslı arkadaşlarımla kader birliği etmiştim. Babam Adana’ya Köseler adı verilen  komisyoncuya satılmak üzere muz gönderiyor, ben de harçlığımı oradan alıyordum.
Kıbrıs olaylarının patlak vermesiyle birlikte arkadaşlarıma Kıbrıs’tan, ailelerinden para gelmeyince kader birliği ettiğimiz arkadaşlarımla harçlıklarımızı bölüşür olmuştuk.
Üniversite için İstanbul’a gittiğim zaman  Kıbrıslı arkadaşlarımdan  bazıları da İstanbul’a gelmişti. Onlarla İstanbulda da da kader birliği etmiştik.
Derken l967 yılında yani benim İstanbul’a gelişimin üçüncü yılında, 30.Hükümet Süleyman Demirel Hükümeti döneminde Kıbrıs’ta Rum saldırıları tekrar başlamıştı.
Devir 30’uncu Türkiye Cumhuriyeti hükümetini kuran Sayın Süleyman Demirel hükümeti devriydi.
Sayın Süleyman Demirel 27.10.1965 yılında hükümeti Sayın Suat Hayri Ürgüplü hükümetinden devralmıştı…
Ben bir taraftan “İslam Medeniyeti” mecmuasına gelen soruları cevaplandırmaya çalışırken, bir taraftan okulu  bitirebilmek için “İslam’da Ahlak” isimli tez’imi hazırlamaya çalışırken, bir taraftan çok yüklü olan derslerimle uğraşırken  1967 yılında Kıbrıs olayları patlak vermişti.
Yunan ordusu 15 bin askerini Kıbrıs’a göndermişti. Kıbrısta neler olmuştu? Neler olmamıştı ki…
İstanbul’da Cağaloğlu’nda Milli Türk Talebe Birliği vardı. Hemen onun karşısında da Milli Türk Talebe Federasyonu vardı.
Ben Milli Türk Talebe Birliği üyesiydim. O yıllarda tüm ülke genelinde sağ-sol mücadelesi vardı.
MTT Birliği sağı, MTT Federasyonu da solu temsil ediyordu.
Her konuda ters düştüğümüz gibi Kıbrıs konusunda da Milli Türk Talebe Federasyonuyla ters düşmüştük.
Biz Rumların Kıbrıs’ta Türklere karşı giriştikleri katliamı tel’in ederken onlar Türk askerinin Kıbrıs’tan çekilmesini istiyorlardı. Bu konuda da karşılıklı sopalı, bıçaklı kavgalarımız olmuştu.
MTTB’de başkanımız sayın Rasim Cinisli idi. Federasyoncular beni tanımadıkları için  sayın Cinisli tebdil-i kıyafetle beni zaman-zaman onların arasına gönderir ve konuşmalarını sayın Cinisli’ye anlatırdım.
Milli Türk Talebe Birliği bünyesinde pek çok çalışmalarımız olmuştu…Derken Kıbrıs olayları patlak vermişti.
Türkiye askeri müdahalede bulunacağını belirtmiş hatta TBMM’si hükümete müdahale yetkisi vermişti.
Ben Milli Türk Talebe Birliğinde aynı zamanda Judo kurslarına devam ediyordum. Bir gün bir binbaşının sivil kıyafetle kursa geldiğini ve bizlerle konuşacağını söylediler.
Binbaşı olduğu söylenen kişi Judo kursuna devam eden yüzlerce judocu arasından 30 kişi seçmişti. Ben de seçilenler arasındaydım.
Kurstan sonra salondan ayrılmamamızı  ve bizlerle özel olarak konuşacağını söylemişti.
O gece Orman fakültesinde sol grup tarafından rehin alınan bir kısım sağ görüşlü öğrenciyi kurtarmak için Milli Türk Talebe Birliğine bağlı gençler olarak gece yarısı Orman Fakültesine gitmiş ve öğrencileri kurtarmıştık.
Acaba binbaşı bunun için mi gelmişti?
Ben bu düşüncedeyken Kapalı spor salonunun öbür yanında Karate kursunda bulunan bir gurup arkadaş da yanımıza gelmişti.
Toplam 50 kadar olmuştuk. Bir kısmımız öğrenciyd i. Aramızda siviller de vardı.
O sıralarda da Kıbrıs’a gönüllü gitmek için ülke genelinde kampanyalar düzenleniyordu.
Binbaşı olduğu söylenen kişi kısa bir konuşma yaptı. Kıbrıs olaylarını anlattı.
Sayın Rauf Denktaş’ın Türkiye’de olduğunu, gizlice Kıbrıs’a gitmesinin gerektiğini, bunun için de sivillerden oluşan bir grubun sayın Denktaş’la birlikte gizlice Kıprıs’a gideceğini bunun için de  vatanını seven Milli Türk Talebe Birliğine bağlı üyelerden oluşan bir grup kuracağını, bu iş için bizi seçtiğini belirtmişti… Onurlanmıştık, gururlanmıştık…
Kıbrıs’a gitmek için ayrılanların eğitimi başlamıştı. 2 ay içinde bisiklete, motosiklete binmesini, araba kullanmasını öğretmişlerdi.
2 ay içinde Taksi ehliyeti almamızı sağlamışlar, Judo’da da birkaç kuşak değiştirmemiz için bizi yetiştirmişlerdi…Yakın dövüş taktikleri ve tabancayla ateş etmesini öğretmişlerdi…
Gerçekten iyi yetiştirilmiş 50 kişilik grup 2 ay içinde Kıbrıs’a gitmek üzere  hazırlanmıştık.
Sayın Denktaş’ın Anamur üzerinden gizlice Kıbrıs’a çıkmasına yardımcı olacaktık.
Anamurlu oluşum  nedeniyle olsa gerek  Binbaşı benimle daha bir başka ilgileniyordu.
Diğer arkadaşlarımdan ayrı olarak bana EL YAZMASI bir KIBRIS HARİTASI vermişti.
Harita Osmanlıca yazılmıştı ve ayrılan grup içerisinde benden başka Osmanlıca bilen yoktu.
Haritayı ÇOK GİZLİ kaydıyla verdiğini kimseye göstermemem gerektiğini de söylemişti.
Sayın Rauf Denktaş’ı Kıbrıs’a çıkardığımız takdirde bu haritayı kendisine vermemi istemişti.
Sayın Denktaş’a veremediğim dünyada ilk defa yapılan EL YAZMASI Haritayı şu anda GİZLİ kaydıyla Arşivimde sağlamaktayım.
O sırada Anamur’da Kıbrıs’a yönelik KIBRISIN SESİ adıyla bir radyo evi kurulmuştu.
Anamur’dan motorlarla, kayıklarla gizlice Kıbrıs’a silah ve mühimmat sevki yapılıyordu.
Sanırım bunları anlattığım için benimle diğer gruptan ayrı görüşmeler yapıyordu.
Binbaşı’nın anlattıklarına göre sayın Denktaş’ın gizlice Kıbrıs’a gitmesini can güvenliği nedeniyle hükümet de istemiyordu..
Ama Denktaş Anamur üzerinden mutlaka Kıbrıs’a gizlice gitmeliymiş…
Çalışmalarımız sona ermiş ve her zaman sivil kıyafetle gelen Binbaşı askeri kıyafetiyle son defa son toplantımıza gelmiş, hazır vaziyette beklememizi istemişti…
Ayrıca Kıbrıs olayları sona erinceye kadar KETUM davranmamız gerektiği konusunda namus ve şeref sözü almıştı…
Babam güneydoğuda kolunu kaybeden bir Gazi idi. Binbaşının özel talimatıyla gizlice  Anamur’a gelmiş, durumu babama anlatmıştım…
Babam savaş taktiklerini bilen biriydi ve o da Ketum davranmış anneme bile bir şey anlatmamıştı…
Bağlantılar yapılmış ve Sayın Rauf Denktaş 1964 yılında Anamur’a gelmiş, Kıbrıs’a çıkış ortamı ayarlanıncaya kadar yeri tarafımdan bilinen bir evde saklanmış ve Anamur üzerinden gizlice Kıbrıs gitmiş, adaya çıkmıştı.
Bu plana dâhil olmak isteyen Milli Türk Talebe Birliğine mensup gençler de ayrı-ayrı görevlerle bu Kıbrıs’a çıkışa destek olmaya çalışmışlardı…
Benim görevim Anamur’da  Sayın Rauf Denktaşın kalacak yer sorununu çözmek olmuştu…
Bu görev yerine getirilmişti ancak Sayın Denktaş adaya çıktığı anda Yunanlılar ve Rumlar tarafından tutuklanmış, Türkiye ve Amerika Birleşik Devletlerinin baskısıyla Türkiye’ye iade edilmişti.
Bizim görevimiz neydi ve sonuç ne olmuştu?..Namus ve şeref sözü vererek KETUM davranmamız istenmişti ya…Bu konuda şu anda bile susmak  görevimizdi.
Aradan 44 yıl geçtikten sonra 2008 yılı Ağustos ayında  Cumartesi  Sohbet Köşesinde Anamur Türkmen Efem radyosunda canlı yayın yaparken Sayın Denktaşı aramış telefonla halka açık olarak Sayın Rauf Denktaş’la bu konuları konuşmuştuk. Kendisi Anamur’u, Anamur’luyu, Anamur sahillerini çok iyi tanıdığını söylemişti…
Kendisini Anamur’a davet etmiştim… Kendisiyle eski günleri anmıştık, halka açık ancak hiç kimsenin anlayamayacağı rumuzlu konuşmalar yapmıştık…
Nereden nereye…
İşte öğrencilik yıllarımda Kıbrıslı kardeşlerimize bir vefa borcu olarak  böyle bir girişimimiz olmuştu…
O dönemde  birçok arkadaşımız gönüllü olarak Kıbrıs’a gitmek için yazılmışlardı… Ancak onlar bizim grup gibi şanslı olamamışlardı.
İlkay Kamil,Mustafa Haşim Altan, Muzaffer, Ahmet,…ile Kıbrıslı mücahit kardeşlerimiz  Süleyman Ali,İbrahim Sadık,Ahmet Haşim,Küçük Rauf  ile Saliha,Fatma,Zübeyde bacılarımız ve diğerlerinin kulakları çınlasın diyorum.
Hoşça kalınız.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir