29 Mart 2024

Turan: ‘Açıklanan memur zammı seçimlerde rıza üretmek için’

0
HDP Ekonomi ve Tarım Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Rıdvan Turan, gündemdeki gelişmelere ilişkin Meclis’te yaptığı basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.
Turan, “Bilindiği gibi memur ve emekli maaşlarına yüzde 30 oranında bir zam yapılması geçtiğimiz gün Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi. Dün de Genel Kurula gelecekti ancak AKP’nin karar yeter sayısına ulaşamamış olmasından dolayı teklif görüşülemedi. Yüzde 30 zam olarak düşünülen bu teklifin, cari enflasyon dikkate alındığında çalışanların derdine derman olmayacağı son derece açık. Yasa gereği, TÜİK tarafından yüzde 15,4 açıklanan enflasyon baz alınarak bu hesaplamanın yapılması gerekir. Yani yüzde 15,4 işçi ve Bağ-Kur emeklilerine, memurlarda da artı 1 puan fark uygulanması suretiyle yüzde 16,48 olarak uygulanacaktı. Fakat Erdoğan bunun önce yüzde 25, bir gün sonra ise yüzde 30 olarak uygulanacağını söyledi. Burada Erdoğan’ın bu oranları artırıyor olmasının ciddiyeti üzerine duracak değilim. Burada daha temel bir mesel var. Yasanın emrettiği oranla, yani yüzde 16,4 oranla memur ve emeklileri razı edebileceğini, buradan yaklaşan seçimlerde rıza üretebileceğini düşünmediği için Erdoğan bu yola tevessül etmiş durumda.” dedi.
“Bu, memur toplu sözleşme düzeninin çökmesi anlamına geliyor”
AK Parti kulislerinde söylendiği gibi Erdoğan’ın gani gönüllüğünden söz etmenin söz konusu olmadığını söyleyen Turan, “Kurmuş oldukları sistemin çalışanlar açısından nasıl bir cendere olduğunu ve emeğin gelirinin ne düzeyde baskılandığını bize gösteriyor. Bu, aslında memur toplu sözleşme düzeninin tam anlamıyla çökmesi anlamına geliyor. Emeklilerde de 5510 Sayılı Kanun’un emekli aylıklarını düzenleyen kısmın çökmesi anlamına geliyor. Bunu neden söylüyorum? Çünkü emekli aylıkları da aynı perspektifle el alınsa asgari ücretin yarısı kadar olacaktı. Ama iktidar bunun yarattığı toplumsal ve siyasal kaosu göze alamamış olacak ki bir Hazine desteğinden bahsetti. Hazine desteği vermek suretiyle de bu oranı 5 bin 500 liraya çıkardı. Buradan ezcümle çıkarılması gereken şudur; 21 yıllık iktidarı döneminde AK Parti çıkarmış olduğu çalışma yasalarıyla, emeklilik yasalarıyla, toplu sözleşme yaslarıyla olağanüstü bir biçimde emeğin gelirlerini baskılayan, çalışma ilişkilerini baskılayan ve sermayeden yana tavır alan bir tutum içerisine girdi. TÜİK, emek gelirlerinin baskılanmasında en temel hükümet aygıtı olarak işlev görüyor. Bağımsız bir aygıt değil bir iktidar organı olarak iş görüyor. Sadece TÜİK değil ilgili sendika da. Bir tarafta Memur Sen, diğer tarafta TÜİK ve iktidar ele ele vermişler ve bu maaş artışlarını güya enflasyona çalışanları ve emeklileri ezdirmemek için yüksekten veriyormuş gibi yaparak aslında reel olarak enflasyonun çok çok altında bir tür yaşam maliyeti krizini tetikleyecek bir yönelime girmiş durumdalar. Hem memur maaşlarının hem de emekli maaşlarının insanların insan onuruna yaraşır biçimde yaşamalarını mümkün kılmayacağını biliyoruz. Asgari ücrete yapılan zam dikkate alındığında ki o da yeterli değil. Memur ve emekli maaşlarının giderek asgari ücrete yaklaşmakta olduğunu, ülkemizde asgari ücretin artık tam anlamıyla istisnai bir ücret olmaktan çıkarak toplumun genel kesimlerinin çalıştığı bir ilişki biçimine dönüştüğünü üzülerek görüyoruz.” şeklinde konuştu.
“En düşük memur maaşının 14 bin 700 lira olması gerekiyordu”
“Prof. Dr. Aziz Çelik hocanın yaptığı çalışmaya göre, eğer ortalama maaşı sadece resmi enflasyona göre bile artsaydı, 2022 Aralık ayı sonu itibariyle 9 bin 385 lira değil en az 11 bin lira olması gerekiyordu.” diyen Turan, “Dolayısıyla biz yüzde 30 artışı 11 bin liranın üzerine konuşuyor olmalıydık. Eğer bu artışlar gıda enflasyonu oranında olsaydı 14300 lira, Kişi Başına Gayri Safi Yurtiçi Hasıla oranında olsaydı 14700 lira olmalıydı. Burada olağanüstü kayıp var. Çalışanlar açısından ve onların maaşına paralel olarak giden emekli maaşları açısından son derece ciddi bir kayıp var. İşçi emekli aylıklarına bakıldığına; 21 yıl önce, yani AKP’nin iktidara geldiği dönemde asgari ücretin yüzde 40 oranında üstündeyken, geçecek olan yasayla birlikte asgari ücretin yüzde 35 altına inecek. AKP’nin iktidara geldiği andan bugüne kadar işçi emekli aylıklarında nominal olarak yüzde 75’Lik bir azalma var. 21 yıl içinde asgari ücret çevresinde yaşamını idame edenlerin sayısının olağanüstü arttığını görüyoruz. Aynı durum memur aylıkları için de söz konusu. 2002’de ortalama memur maaşı asgari ücretin yüzde 214 üzerindeyken, şimdi yapılan bu sözüm ona zamla yüzde 43 üzerine düşecek. Yani aradaki reel uçurumun ne kadar devasa olduğunu hep beraber görüyoruz. AKP bunu neden yapıyor? Bunu yapmasının esas sebebi, çalışanların emeğinin karşılığını alması için değil. Esas mesele ufukta görünmüş olan 4-5 aya kadar gerçekleşecek olan seçimlerde yeniden bir rıza üretmek ve iktidarda kalabilirliğinin süresini artırmak. Şunu açık yüreklilikle söylemek gerekir ki toplumun geneli, ücretli kesimler, işçiler, memurlar ve emekliler tam anlamıyla kan ağlıyor. Yüzde 30 verdiğiniz zammın reel olarak karşılığını çarşı pazara çıktığınızda görebilirsiniz. Seçim bölgem Mersin’de geçtiğimiz yıl 40 lirayken ortalama bir peynirin kilosu, şu anda olmuş 100-110 lira. Mersin’de 5 bin lira civarında normal oturacak bir ev bulamazsınız. İstanbul’a gittiğinizde kümes derecesinde olan yerler ne yazık ki 6-7 bin liranın üzerinde. Bu zaman dilimi içerisinde iktidara yakın bir kesim giderek zenginleşirken; bu ülkeyi gerçekten emeğiyle var etmiş milyonlar, işçiler, emekliler, emekçiler ve kamu çalışanları olağanüstü bir yoksulluğa ve çaresizliğe iktidar sayesinde terk edilmiş durumda.” diye konuştu. (Haber Merkezi)

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir