25 Nisan 2024

‘Önemli olan ücret değil alım gücümüzün olması’

0
GÜLÇAĞLAR
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Genel Hizmetler İşçileri Sendikası (Genel-İş) Mersin Şubesi, vergide ve gelirde adalet istemek için, ilk önce bir araya gelerek yürüyüş yaparak, buradan Özgür Çocuk Parkı’nda basın açıklaması gerçekleştirdiler.
İşçiler adına bir basın açıklaması yapan Sendika Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy açıklamadan önce hükümete seslenerek, “Açlık ve yoksulluk sınırının çelişkiler ile dolu olduğu bu ülkede asgari ücret açıklanacak. Bizim derdimiz asgari ücretin ne kadar olduğu değildir. Bizim talebimiz farklıdır. Asgari ücret 2 bin 825 lira iken bin 883 ekmek alıyorduk. Asgari ücret 5 bin 500 lira olduktan sonra ise bin 375 ekmek alabiliyoruz. Niye ekmek diyoruz; 7’den 70’ herkesin sofrasına giren gıda olduğu için. Daha bebek masasına, etine, sütüne gelemiyoruz! Bizim Ailie ve Çalışma Bakanlığı’na talebimiz şudur; Biz geçmişe dönük alım gücümüzün tekrar aynı olmasını istiyoruz. Asgari ücrete zam istemiyoruz. Mamaya, çocuk bezine yanaşamayacaksak zamların bir faydası yoktur. İnsanca yaşamak istiyoruz. Asgari ücretin insanca yaşayacak ücret omasını istiyoruz!” dedi.
“Böyle adalet olmaz!”
“Duymayan kulaklar duysun artık. Geçinemiyoruz!” diyerek, açıklamasına başlayan Göksoy, “Bir yandan yüksek enflasyon, bir yandan artan vergi yükü ile ücretlerin eriyor. Tuzu kuru olanlar milyonların ekmek kavgasını görmüyor duymuyor ama bizim yaşadığımız gerçekler ortada. Türkiye Avrupa’da en düşük asgari ücrete sahip ikinci ülke. Asgari ücrete mahkûm olmak istemeyen işçiler baskılarla karşı karşıya kalıyor. Sendikal hakların önüne engeller çıkarılıyor, grevler yasaklanıyor. Türkiye işçi sınıfı asgari ücrete mahkûm edilmek isteniyor. ‘Büyüme rekorları kırdık’ deniyor, ama bizler büyümeden pay alamıyoruz. Biz üretiyoruz, biz çalışıyoruz, Türkiye büyüdü ise hakkımızı istiyoruz. Ama büyümeden pay almak bir yana enflasyon düşük gösterilince ücret artışları düşük kalıyor, alım gücümüz azalıyor. TÜİK’in resmi verilerinde dahi enflasyon yüzde 84. Resmi verilerle bile gıda enflasyonu yüzde 103 civarında. Bizim enflasyonumuz ise bundan çok daha fazla Yüksek enflasyon nedeniyle büyük alım gücü kaybı yaşayan işçiler bir de vergi yükü altında ezilmektedir. Ücretler artsa bile önemli bir bölümü vergiye gitmktedir. Vergi sistemi baştan sona adaletsiz. İşçilerin gelirlerinden ödedikleri verginin patronlarıyla eşit oranda olması adaletsizliktir. Vergi gelirleri içerisinde dolaylı vergilerin, yani tükettiklerimizden alınan vergilerin payı yüzde 70. Dolaylı vergilerde de en yoksul ve en zengin aynı oranda vergi verir. Böyle adalet olmaz! Zenginle yoksulun aynı oranda vergi vermesi adaletsizliktir.” şeklinde konuştu.
“Gelir vergisi oranı ücretlilerde yüzde 10’a düşürülmelidir”
Geçim mücadelesi veren işçilerin yıl içerisinde ilerleyen aylarda daha fazla vergi verdiğini belirten Göksoy, “Sanki zengin olmuşuz gibi yıl içerisinde daha fazla vergi ödememiz adaletsizliktir. Vergi dilimleri düşük belirlendiği için yıl içerisinde üst vergi dilimine geçmemiz kabul edilemez. Vergi dilimleri düşük belirlenerek işçi sınıfı dilim dilim soyuluyor! Eğer vergi dilimleri hakkaniyetli biçimde yükseltilmezse 2023 yılında da bu soygun devam edecek. İşçiler
erkenden üst vergi dilimine girecek. Verilen ücret artışları vergiye gidecek! Vergide adalet olmadan gelirde adalet olmaz! Vergide adaletin ilkesi ise dünyanın her yerinde aynıdır. Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi almak. Türkiye’de ise vergi yükü işçilerin, emekçilerin, ücretlilerin dar gelirlilerin sırtına yıkılıyor. Vergide adalet için yapılması gerekenler şunlardır;
Gelir vergisi oranı ücretlilerde yüzde 10’a düşürülmelidir. Vergi tarife dilimleri en az asgari ücret veya yeniden değerleme oranında artırılmalıdır. İşverenlere uygulanan 5 puan SGK prim desteği çalışanlara da uygulanmalıdır. Çağdışı damga vergisi tümüyle kaldırılmalıdır. Özetle, ücretlerden ve tükettiklerimizden değil, kârdan, faizden, ranttan vergi alınsın. İşçiden değil patrondan, yoksuldan değil zenginden daha çok vergi alınsın. Ücretliden değil faizle, rantla zenginleşenlerden daha çok vergi alınsın. Az kazananın az, çok kazanın çok vergi ödediği bir vergi düzeni kurulsun. Bu adaletsiz düzene karşı vergi adaleti mücadelemizi büyüteceğiz! Asgari değil, insanca yaşam! Asgari ücret değil toplu sözleşme! Gelirde adalet vergide adalet! İnadına sendika, inadına DİSK!” ifadelerini kullandı.
Açıklama emekçiler tarafından atılan sloganlar ile sonlandı.

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir