28 Mart 2024

SOHBET KÖŞESİ: ASGARİ ÜCRET TESPİT KOMİSYONU ÇALIŞMALARI VE İŞÇİ-İŞVEREN İLİŞKİLERİ

0
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın öncülüğünde ve Asgari Ücret Komisyonu tarafından belirlenmiş olan yeni asgari ücret tutarı Resmi Gazete’de yayınlanacak ve yürürlüğe girecektir.
Yayınlandığı ayı takip etmiş olan aydan itibaren tüm işkolları ve işçiler için geçerli olacaktır.
Asgari ücretin anlamı bir kişinin en temel ihtiyaçları olarak sayılabilecek olan, beslenmek, barınmak, giyim, ısınmak, ulaşım gibi ihtiyaçlarının karşılamasına yetecek biçimde düzenlenen, bir çalışana verilebilecek olan en düşük ücret anlamına gelmektedir.
Devletin, belirli temsilcilerin katılımı ile her sene güncellemiş olduğu asgari ücret tutarı ülkede hangi iş kolunda ve de hangi yasaya tabi olursa olsun, bir çalışana verilebilecek en düşük maaşı temsil eder.
Bir çalışana devlet tarafından belirlenmiş olan asgari ücretin altında bir ücret ödenmesi söz konusu olamaz.
Asgari ücrete yönelik olarak temel esaslar 01.08.2004 tarihli ve 25540 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanmış olan Asgari Ücret Yönetmeliği’nde tanımlanmıştır.
 Asgari ücret, ilgili yönetmelikte de belirtilmiş olduğu gibi sadece 4857 sayılı İş Kanunu’na tabi olarak iş kollarını veya çalışanları değil, her türlü işçinin çalışmış olduğu, tüm iş kollarını kapsar.
 Asgari ücret günlük olarak belirlenir. Belirlenmiş olan günlük tutarlar üzerinden saat başına, parça başına, haftalık, aylık veya işin miktarına göre yapılan ücret ödemesi ile ayarlanır.
Asgari ücret bir işçiye verilebilecek olan en düşük ücreti ifade etmektedir.
Buna göre çalıştığı işkolu hangi iş kolu olursa olsun bir işçiye asgari ücretten daha düşük bir ücret ödenmesi yasalara aykırıdır.
Evet…
Ülkemizin en önemli sorunlarından biri İşverenler ve işverenlerin şahsında işveren sendikaları ile işçiler ve işçilerin şahsında işçi sendikalarıdır.
Ülkemizde yüzlerce sendika…On binlerce sendikaya bağlı işçi kesimi…
İşçi, iş kanunu tarafından, hizmet akdine dayanarak herhangi bir işte ücret karşılığı çalışan kişi olarak tanımlanmaktadır.
Buna göre işçiyi, “geçerli bir iş ilişkisine dayanarak çalışan kişidir” biçiminde tanımlamak mümkündür.
Çırak, bir işte çalışma karşılığında bir meslek veya sanatın öğrenen kişidir.
Çıraklık esas itibariyle çıraklık sözleşmesine dayanır. Çıraklığın asıl amacı çırağa bir mesleğin öğretilmesidir
İşveren: İş kanununa göre bir hizmet akdine dayanarak herhangi bir işte ücret karşılığı işçi çalıştıran tüzel veya gerçek kişilere işveren denir.
Yani işveren gerçek kişi olabileceği gibi şirket, dernek, vakıf, kooperatif, sendika gibi özel veya kamu hukuku tüzel kişisi de olabilir.
İşveren sayılmada en önemli unsur işçi çalıştırma durumudur.
İşçi çalıştırmayan kişilerin iktisadi faaliyetleri iş hukuku açısından önem taşımaz.
İşçinin işverenin buyruğuna uygun olarak iş yapma borcu karşısında, işverenin işçiden işi yapmasını isteme ve bunun için gerekli talimatı verme hakları bulunmaktadır.
Toplumu ayakta tutan iki unsur var; İşçi-İşveren… Başka bir tabirle; İşçi-Patron…
Birbiriyle barışık olması gereken iki grup…
Ben konuya bir başka açıdan yaklaşmak istiyorum:
İslam’da işçi-işveren hakları teminat altına alınmıştır.
Emek olmasa sermaye, sermaye olmasa emek olmazdı.
İşçi işverene, işveren işçiye muhtaçtır.
Tarihte görülen toplu işçi isyanlarının sebebi, işçi-işveren arasında denge kurulamayışıdır.
Servet biriktirmek için her şeyi meşru sayan, çalışanların haklarını vermekte cimri davranan sistemler, iş hayatında yüzyıllardır devam eden reaksiyonların sebebidir.
İslamiyet; işçi-işveren hukukunu dengede tutmuş, iki tarafın da hakkını koruyan, birini diğerine tercih etmeyen hükümler getirmiştir.
Adil iş, adil ücret, adil mükellefiyet, İslam iktisadında önemli prensiplerdir.
İşverenin yükümlülüğü; işçiye gücünün yeteceği yükü yüklemek, işçiye zulmetmemek, ücretini tam ve zamanında ödemektir.
İşçinin hak ettiği verilmeden kazanılan haksız kazançtır.
Haksız kazanç İslam’da yasaklanmıştır.
Peygamberimizin;“İşçinin ücretini teri kurumadan veriniz” Hadis-i Şerifi bunu belirtmektedir.
İşçinin de sorumlulukları vardır. İşçi; işine ve işverene karşı dürüst davranmalıdır.
Hak arama veya başka sebeplerle işyerine ve işverene zarar verilmesi yasaktır.
İşçi-İşveren haklarıyla ilgili olarak İslam`ın ortaya attığı prensipler iç barışı hedef almıştır.
Toplumda işçi de işveren de önemli unsurlardır.
Emek sermayenin, sermaye emeğin tamamlayıcısıdır.
İslam’da; İşçi işverenin kolu-kanadı, işveren işçinin koruyucusudur. İki taraf da birbirinin tamamlayıcısıdır.
İki tarafın birbirini kollaması İslam’ın emridir.
İslamiyet işçinin de, işverenin de haklarını teminat altına almıştır.
Asgari ücret tespit komisyonunun işçi ve işveren için sağlıklı karar vermesi dileklerimizle…
Hoşça kalınız.

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir