18 Nisan 2024

SOHBET KÖŞESİ: HAZRETİ ALİ TERÖRÜN KURBANI OLMUŞ ŞEHİT EDİLMİŞTİ

0

Hz. Ali sevgili Peygamberimizin amcası Ebu Talib’in oğludur. Annesinin ismi Fatıma’dır. Henüz küçücük bir çocukken müslüman olmuş, Peygamberimizin terbiyesi altında yetişmiştir.

Bütün hayatı boyunca İslâm için çalışmış, büyük kahramanlıklar göstermiştir. Başarıları sayılamayacak kadar çoktur. Peygamberimiz ona kızı Fatıma’yı nikâhlayarak damadı yapmıştır. Bu mesut evlilikten Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin meydana gelmiştir.

Hz. Ali son derece zeki, cesur ve kahraman bir insandı. Çok güzel konuşur, dinleyenleri hayran bırakırdı.

Peygamberimiz kendisine Kur’an ilmini öğretmiş, onun büyük bir İslâm âlimi olmasını sağlamıştır.

Hz. Ali bir yandan savaşlarda akıl almaz kahramanlıklar gösterirken, öbür yandan bilgisini artırmış “ilmin kapısı” olmuştur.

“Zülfikar” isimli kılıcı ile İslâm düşmanlarını perişan etmiştir. Girdiği her savaştan galip ayrılmıştır. Kimse onun karşısına çıkmaya cesaret edemezdi.

Hz. Ali Peygamberimize nazil olan Kur’an ayetlerini yazar, Peygamberimizin kâtipliğini yapardı. 13 sene süren Mekke devrinde ve daha sonraki Medine devirlerinde daima Peygamberimizin yanında olmuş, çevresinde pervaneler gibi dönmüştür.

Resulullah’m vefatında cenazesini o yıkamıştır.

Daha sonra halife seçilen Hz. Ebubekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman’a yardımcı olmuş, yine İslam devletinin en önemli görevlerinde bulunmuştur.

Hz. Osman şehid edilince halife olmuş ve müslümanların başına geçmiştir. Fakat devrinde büyük karışıklıklar çıkmış, Yahudiler ve münafıklar ortalığı karıştırarak müslümanları birbirlerine düşürmüşlerdir.

Hz. Ali bunun önüne geçmek için çok çalışmıştır. Şam’da halifeliğini ilan eden Hz. Muaviye ile aralarında görüş ayrılığı doğmuş, çeşitli savaşlar yapılmıştır.

Hz. Ali 63 yaşına geldiğinde, Kufe şehrinde, İbn-i Mülcem isimli bir adam tarafından zehirli bir kılıçla şehid edilmiştir. Cenaze namazı oğlu Hz. Hasan tarafından kıldırılarak Kufe mezarlığına defnedilmiştir.

Hz. Ali İslâm tarihinin en büyük isimlerindendir. Üstün ahlâkı meziyetleri, derin ilmi ve sarsılmaz imanı ile daima önder bir insandır. Peygamberimizin cennetle müjdelediği on sahabenin dördüncüsü o’dur.

Hz. Ali’yi sevmeyen hiçbir Müslüman yoktur.

Hz. Ali’yi sevmek Alevilikse bu anlamda hepimiz Alevi’yiz.

Artık ülkemizde Alevilik-Sünnilik diye bir ayırım yoktur, olmamalıdır.

Çünkü Allah’ımızı Allah bilen, Kur’an-ı Kerimi kitap bilen, Hz. Muhammed’i peygamber kabul eden ve Hz. Ali’yi seven insanlarımıza gerçek Müslüman diyebiliriz.

Bu anlamdaki görüş sahibi olanlara Müslümanlıktan başka bir isim vermek, İslam düşmanlığından başka bir şey değildir.

İslam tarihinde ilk ANARŞİST’ler, TERÖRİST’ler  HARİCİ diye anılan bir gruptur.

Hariciler; Sıffin muharebesinde hakem tayinine razı olup taraflar anlaşmayı kabul ettikleri için Hz. Ali’nin ordusundan ayrılarak:“Hâkim ancak Allah’tır. Hz. Ali iki hakemin hükmüne uyarak halifeliği Hz. Muaviye’ye bırakmakta büyük günah işledi” diyen ve kendileri gibi düşünmeyen Ashabı Kiram ile diğer Müslümanları kâfir bilen kimselerin bulunduğu sapık mezheptir.

Bunlara Hz. Ali’nin şehit edilmesindeki rolü nedeniyle “İslam’da ilk anarşistler” diye anılmaktadır.

Hz. Ali maalesef eceliyle vefat etmemiş, şehit edilmiştir.

Hariciler; İslam aleminde meydana gelen karışıklıklardan Hz. Ali, Hz. Muaviye ve Hz. Amr’i sorumlu tutmuşlar ve onları öldürme planı yapmışlardır.

Bu iş için üç fedai seçmişler ve Ramazanın 27.günü her üçünü de öldürme kararı almışlardır.

Hz. Ali’yi öldürecek olan Harici’nin adı: Abdurrahman ibni Mülcem’dir.

Kocası ve kardeşi öldürülmüş Harici bir kadına âşık olan Mülcem’e kadın;

“Hz. Ali’yi öldürürse kendisiyle evleneceğini” söylemiş ve suikastçının kararı iyice kesinleşmiştir.

İbni Mülcem suikast için yanına iki de yardımcı bulmuş ve Ramazan’ın 27. gecesi sabaha karşı Hz. Ali’yi mescide gideceği yolda beklemeye başlamıştı.

Hz-Ali, her zaman olduğu gibi sabaha karşı, sabah namazı için mescide gitmek üzere evinden çıkmıştır.

Önünde müezzin, arkasında oğlu Hasan vardır.

Tam suikastçının önünden geçerken ANARŞİST harici İbni Mülcem zehirli kılıçla Hz. Ali efendimizin başına vurup onu yaralamıştı.

Anarşist İbni Mülcem yakalanmış ve Yaralı Aslan’ın huzuruna getirilmişti.

Allah’ın Aslanı unvanına sahip olan Hz. Ali, bu işi niçin yaptığını sorunca ibni Mülcem;

“Ben bu kılıcı kırk gün biledim. Onunla insanların en kötüsünün ve en zararlısının öldürülmesini Allah’tan diledim” demişti.

Hz. Ali de:

“Görüyorum ki sen o kılıçla öldürüleceksin. Ve biliyorum ki sen bu halkın en zararlısısın” demiş ve yanındakilere dönerek,

“Ben ölürsem, kısas olarak bunu öldürün. Müminlerin emiri öldürüldü, diye Müslümanlar’ın kanlarına girmeyiniz. Benim için ancak beni öldüren öldürülür.” vasiyetinde bulunmuştu.

Hz. Hasan ile sohbet ettikten sonra Kelime-i Tevhid getirerek vefat etmişti.

Hz. Muaviye aldığı bir yara ile kurtulmuş ve Hz. Amr da hasta olduğu için yerine bir vekil gönderdiğinden, yanlışlıkla vekil şehit edilmişti.

İşte İslam’da ilk anarşizm, ilk terörizm ve Hz. Ali Efendimizin şehit edilmesi…

Hoşca kalınız.

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir