29 Mart 2024

‘Her türlü politika çocukların tarafında olarak gözden geçirmeli’

0
NURDANE KARAKUŞ
İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu tarikat ve cemaatlerde yaşanan çocuk istismarını protesto etmek amacıyla şube binalarında basın toplantısı yaptı.
Dernek adına açıklama yapan İHD Mersin Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu Sözcüsü Avukat Battalgazi İnci, çocuğun evlilik yoluyla cinsel istismarı sosyal, kültürel ve inançsal bahanelerle meşrulaştırılamayacak ağır bir suç olduğunu söyleyerek, “Çocuğun yüksek yararı ilkesi gereğince çocuğun insan haklarını tanımak, ihlal etmemek, korumak ve gereğini yerine getirmekle yükümlü olan devlet; yasalarını, uygulamalarını, fiillerini yani her türlü politikasını çocukların tarafında olarak gözden geçirmeli ve yeniden düzenlemelidir. Çocuğun evlilik yoluyla cinsel istismarı, çocuk cinsel istismarının devlet eliyle meşrulaştırılmasıdır.” dedi.
“Tatsız bir konu olarak tanımlanması kabul edilemez”
Çocuk istismarının politik olduğunu çünkü faillerin gücünü yasalardan, cezasızlıktan, siyasal iktidarın söylem ve eylemlerinden aldığını belirten İnci, “6 yaşındaki bir kız çocuğunun evlilik yoluyla cinsel istismara maruz bırakılması ‘tatsız bir konu’ olarak tanımlanamaz, tanımlanması kabul edilemez. Çocuğun evlilik yoluyla istismarını meşrulaştıran Türk Medeni Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’nda yer alan ilgili maddeler çocukların yüksek yararı gözetilerek acilen yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. TMK 124’te; 17 yaşını doldurmuş kişinin aile rızasıyla, 16 yaşını doldurmuş kişinin ‘olağanüstü
durumlarda veya pek önemli bir sebebin söz konusu olduğu durumlarda, kanuni temsilcisinin ve
hâkimin izni ile’ evlenebileceğine onay verildiği belirtilmektedir. Çocuğun istismar failiyle evlendirilmesinin yolunu açan bu madde hiçbir biçimde kabul edilemez. Evlenme ehliyeti yaşı, hiçbir koşul öne sürülmeksizin 18+ olarak düzenlenmelidir. TMK 11; ‘Erginlik onsekiz yaşın doldurulmasıyla başlar. Evlenme kişiyi ergin kılar.’ Kendi içinde tutarsızlık taşıyan, evlenen çocukları ergin yani yetişkin kabul ederek çocuğun evlilik yoluyla istismarına kapı aralayan bu madde bütünüyle iptal edilmelidir. TMK 12; ‘Onbeş yaşını dolduran küçük, kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece
ergin kılınabilir.’ Çocuğun ebeveyni ve mahkeme işbirliğiyle evlendirilebileceğine hükmeden 12. Madde bütünüyle iptal edilmelidir. TCK 104; “Reşit olmayanla cinsel ilişki” başlığını taşırken, alt maddelerine ‘onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla’ ifadesi kullanılarak çocukta rıza aranmasına kapı aralıyor. 15 yaş üzeri çocuklara yönelik cinsel saldırıları hafifleterek meşrulaştırılan bu madde, “Çocuğa karşı gerçekleştirilen cinsel davranışlar…’ şeklinde düzenlenmelidir. Çocuğun cinsel istismarına cezai hükümleri tanımlayan TCK Madde103 ve alt maddelerinde; faile verilecek ceza, ‘Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde’ diye ayrılarak 12 yaş üzerinde çocuklara yapılan cinsel saldırıları meşrulaştırılıyor. Bu madde, ‘Çocuğa karşı gerçekleştirilen cinsel davranışlar.’ şeklinde düzenlenmelidir.” şeklinde konuştu.
“Gerekli yasal düzenlemeleri acilen yapmalı”
TCK’da çocuğa karşı işlenen bir suçu haber vermemenin suç olduğunu, evlendirilenlerden birinin ya da her ikisinin de 18 yaşından küçük olması durumunda, nikâhı kıyan, şahitlik eden, düğüne katılan, bu suçu bildirmeyen herkesin suçun ortağı olacağını ifade eden İnci, “Bu fiile iştirak etmenin de cezai yaptırımının olması ve TCK’da bu konuda da bir düzenleme yapılması gerekli ve zorunludur. Çocuğa yönelik cinsel istismarın önlenebilmesi için, cinsel istismar fiili ortaya çıkmadan önce koruyucu önleyici politikaların üretilmesi ve bu politikaların yaygın uygulanabilmesi için gerekli mekanizmaların acilen yaratılması gerekir. Çocukların doğrudan ulaşabilecekleri şikâyet/başvuru mekanizmaları yerel ve yaygın olarak yaratılmalı, bu mekanizmaları nasıl kullanabilecekleri konusunda çocuklar bilgilendirilmelidir. Cinsel istismar eyleminin ortaya çıkması durumunda etkin soruşturma ve cezai yaptırım süreci hızlı işletilmelidir. İstismara maruz bırakılan çocukların psikososyal destek sürecini de içeren sağlık tedbirleri alınmalıdır. Bir kez daha söylüyoruz; cinsel istismar kaza, doğal afet, fıtrat, kader, kısmet, istisna, müstesna, ‘tatsız bir olay’ şeklinde tanımlanamaz, tanımlanması kabul dahi edilemez. Devlet, çocukların haklarını ihlal eden her türlü kişi, kurum, yapılara karşı yükümlülüğünü yerine getirerek çocuğun yüksek yararı doğrultusunda gerekli yasal düzenlemeleri acilen yapmalıdır.” ifadelerini kulandı.

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir