29 Mart 2024

SERDAR ERKAN-PENCEREMDEN: 21. YÜZYILIN STRATEJİK BOĞAZI; MERSİN’DİR

0

T.C Yenişehir Belediyesi ile ADD Mersin Şubesi’nin geçtiğimiz 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 99. yılı nedeniyle ortak düzenlediği etkinlikler yapıldı. Bu kapsamda, Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz tarafından 28 Ekim 2022 Cuma günü Yenişehir Atatürk Kültür Merkezinde “Cumhuriyetin 100. Yılına Girerken Atatürk’ün Denizcilik Ülküsü” konulu konferans gerçekleştiridi.

Bu ziyaretinde, Amiral Cem Gürdeniz’in dile getirdiği başlıktaki ifadesi Mersin’in jeostratejik önemini birkez daha ortaya koydu.

ADD Mersin Şubesi’nin daveti ile Mersin’e gelen, ‘Mavi Vatan’ doktrin ve kavramının isim babası ve Donanmamızın çok değerli bir kurmay subayının bu ifadesi ve diğer anlatımları, Kanal 33 ve konferans yolu ile Mersinlilere ulaştı. Başta Yenişehir Belediyesi ve Mersin Deniz Ticaret Odası(MDTO) olmak üzere bu etkinliklerin düzenlenmesine emeği ve desteği olan herkese bir Mersinli olarak teşekkür ederim.

SİLİFKE -SAMANDAĞ HATTI ANADOLU’NUN GÜNEY SAVUNMA HATTIYDI

Konferans’da Amiral  Cem Gürdeniz,  “1918 yılında Adana’da , 7. Ordu komutanı Mustafa Kemal’in  daha 31 Ekim 1918 Mondros Ateşkes koşullarını okuduğunda, bu anlaşmanın işgale dönüşeceğini görerek, İskenderun limanına çıkarma yapmak isteyen İngilizlere karşı Sadrazam İzzet paşaya ‘İngilizler karaya çıkarsa ateş açarım’ diye telgraf çektiğini vurgulamıştır.

Bunun üzerine Bab-ı Ali, İngilizlerle bozuşmamak için Mustafa Kemal’e derhal İstanbul’a dönmesi talimatı verilmiş, 3 Kasım’da Adana’da yerel önderlerle, 5 Kasım’da  Mersin’e gizlice gelerek Karamancılar konağında  gece mum ışığında askeri ve sivil bürokratlar(Arslanköylü Hüsnü başçavuş bunlardan biridir) ile toplantı yapmış, işgalin Mersin’den başlayacağını ve Anadolu’nun içlerine doğru yayılacağını öngörerek, depolardaki ordu silahlarının Toros Dağlarındaki köylere dağıtılması talimatını vermiştir.

Daha sonra öngörüsü gerçekleşmiş, 17 Aralık 1918’de Mersin iskelesinden İngiliz işgali başlamış ve  devamında kaçırılan silahlarla Arslanköy(Efrenk), Gözne, Musalı vb. dağ köylerinde Kuvayi Milliye direnişleri başlatılmıştır. Benzer şekilde Antep, Maraş bölgelerindede işgalci güçlere karşı yerel direnişler başlamıştır. Böylelikle ulusal  ordu kurulup ve Ankara’da direnişlerin bir  komuta merkezi ve zinciri oluşturuluncaya kadar zaman kazanılmış düşmanın ilerlemesi yavaşlatılmış ve durdurulmuştur.

Daha sonraki 19 Mayıs 1919’la başlayan süreçte Atatürk Sakarya Savaşı’nda söylediği

savunma stratejisi olan “Hattı müdafa yoktur, sathı müdafa vardır’ diyerek, Kuvvai Milliye güçlerine, düşmanın Silifke-Samandağ hattının kuzeyine kesinlikle çıkmaması, Benzer şekilde Toroslardaki geçit ve tünellerin düşmanın eline geçmemesi için talimatını vermiştir.

Hatta 29 Ekim 2022’de Mersin Kitap Fuarı’nda, ADD Mersin Şubesi tarafından düzenlenen söyleşide, araştırmacı Dursun Özden’e göre;  tarih kitaplarımızda pek bahsedilmeyen 5 Ağustos 1920 POZANTI KONGRESİ’ne  bizzat gelerek, burada sandık koydurmuş ve  bölgenin Kuvayi Milliye örgütlenmesinin yöneticilerini seçtirmiştir.(Bu tutum savaş koşullarında bile Atatürk’ün kongrelerde demokratik usullere ne kadar özenli davrandığını, göstermektedir).

Bu talimat üzerine Mersin, Adana, Hatay, İskenderun, Antep ve Maraş’ta destansı direnişler başlamış ve sonunda Fransızlar, TBMM ile Ankara Anlaşması’nı yaparak bu bölgeden tamamen geri çekilmek zorunda kalmıştır. 9 Eylül 1922’de İzmir’in kurtuluşu sonrası ve 13 Ekim 1922’de 100. yılını kurlanan Mudanya Ateşkes anlaşması yapılmıştır.

1922 Kasımında başlayan ve

kesilen Lozan görüşmeleri (17 Şubat-4 Mart 1923) arasında yapılan İzmir İktisat Kongresi’nden sonra 17 Mart 1923’de  Mersin’e gelen Mustafa Kemal Millet Bahçesi’indeki ünlü söylevinde Mersin’in gelecekteki (jeostratejik ve jeoekonomik önemine)dikkat çekmiş ve Mersinlilere artık yeni açılan ekonomi cephesinde çok çalışılması ve Mersin’e sahip çıkılması  talimatını vermiştir.

21. YÜZYILDA DENİZLERDE YENİ SERV DAYATMASI VE MAVİ VATAN DOKTRİNİ

Dünyanın yüzde 75’i denizlerle kaplıdır. Tek kutuplu Dünya’nın başlattığı ve 19. asırda ortaya çıkan kapitalist sömürü sisteminin daha yumuşak yeni versiyonu olduğu anlaşılan son neoliberal küreselleşme(globalization) dalgası ile 19.asırdan bu yana  başta Afrika olmak üzere, kıtaların altını üstüne getirmiş yeraltı ve yerüstü kaynaklarının çoğu tüketilmiştir. Artık, tek kutuplu Dünyanın  neoliberal sistemin egemenleri, ‘Mavi Ekonomi’ doktrini ile denizlerin altındaki zenginliklere gözlerini dikmişlerdir. Sıra denizlerin sömürü sistemine dahil edilmesine gelmiştir. Bugün  Ukrayna savaşı ile resmen çok kutuplu hale gelen  Dünya’da, şimdilik vekalet savaşlarıyla başlayan ‘ 3.paylaşım savaşının’ ağırlık merkezi geçmişte olduğu gibi (Halikarnas Balıkçısının  bizim deniz -Mare Nostrum-dediği)Akdeniz’dir.

Özellikle Doğu Akdeniz’in altında keşfedilen milyarlarca metreküp doğal gaz enerji yatakları ve madenlerle iştah kabartmaktadır.

Ancak, Türkiye’nin aynı anda İsrail, Mısır, Suriye ve Yunanistan’la ilişkilerinin kötü olması Doğu Akdeniz’de  elini zayıflatmaktadır.

Sayın Gürdeniz’in oluşturduğu ‘Mavi Vatan Doktrini’ne göre, 21. yüzyılda Emperyalizmin YENİ SERV DAYATMASI Mavi Vatan diye tanımladığı deniz yetki alanlarımız üzerindedir. Yani özetle, Türkiye’nin Akdeniz’e çıkışının önlenmesi ve 12 Adalar ve Meis Adası üzerinden Akdeniz’den  150 bin km2‘lik deniz yetki alanının, Türkiye’den kopartılması ve Türkiye’nin karaya hapsedilerek Akdeniz’deki doğal kaynaklara emperyalizmin çökmek istemesidir .

Bu nedenle, sayın Gürdeniz’e göre,  21. Yüzyılda ‘Boğazlar, Mersin ve İskenderun’  limanları Akdeniz’deki çıkarlarımızın korunması İçin çok stratejik duruma gelmiştir. Özellikle Mersin Limanı’nın, 21. yüzyılda ticari ve askeri açıdan önemini vurgulamak için, Sayın Güdeniz bu yazının başlığındaki ifadeyi kullanmıştır.

Bu kapsamda genelde, Mersin lojistik ve askeri üs olarak,  özelde ‘Yeni Ana Konteyner Aktarma(hub) Limanı’ın ülkemizin ve Mersin’in ekonomik kalkınmasındaki ve Akdeniz’deki çıkarlarımızın korunmasındaki önemine dikkat çekmiştir.

KIBRIS-İSKENDERUN HATTI ‘MAVİ VATAN’IN GÜNEY SAVUNMA HATTIDIR

Sayın Gürdeniz’e göre bir zamanlar Türkiye, Kıbrıs’ın güvenliğini koruyordu. Ancak çevreleyen denizlerimizdeki Mavi Vatan’a yönelik YENİ SEVR DAYATMASI karşısında KKTC artık Türkiye’nin güvenliğini sağlamaktadır. Doğusunda  Hatay kıyıları ile birlikte  İskenderun körfezide güneyimizdeki  Irak petrollerinin Denize çıkış noktasıdır.

Bu hattın jeosratejik ve jeoekonomik güvenliğinin sigortası ise Mersin’dir. Sayın Gürdeniz Mersin’i,Mavi Vatan’ın Akdeniz’deki ‘amiral gemisi’ne  benzetmektedir. Atatürk’de  bunu yıllar önce görmüş, 17 Mart 1923 de Mersin Millet bahçesindeki ünlü konuşmasında buna dikkat çekmişti.

AKDENİZDE TİCARİ GEMİ TERSANEMİZ NEDEN YOK?

Sayın Gürdeniz’in konuşmalarında üzerinde durduğu en önemli konulardan bir taneside, Hatay’dan İzmir’e  kadar Akdeniz  boyunca  ticari gemilerin kaza halinde veya yıllık bakımını yapacak ‘bir tane bile sivil tersane’miz  olmayışıdır.

Kıbrıs’ta bile yapılmasının düşünülmediğini ifade ermiştir.(bana göre bu durum yöneticilerimizin denizcilik vizyonundaki eksikliktir) Eğer Akdeniz’de bir ticari geminin ’havuzlama’ gereksinimi olursa, o geminin Aliağa veya Çandarlı limanlarına veya İsrail’e gitmesi gerekiyor!

21. YÜZYIL KITA İLE DENİZLERİN SAVAŞINA SAHNE OLACAK

Bu saptama da, Sayın Gürdeniz’in konferanslarında ve yazılarında altını çizdiği önemli bir konudur.Bu jeopolitik saptamaya göre, Dünya’nın bugünkü çok kutupluya dönme sürecinde yeni askeri ve ekonomik mücadele alanı denizler ve okyanuslar olacaktır.

Bu mücadele, emperyalizmin Türkiye, Rusya, Çin gibi ‘kıta güçlerinin denizlere çıkışının önlenmesi’  doktrinine dayanmaktadır.

Bu nedenle emperyal devletler, Yunanlı komşularımızı, ‘Türkler geliyor öcüsü’ ile korkutup, iki komşu halkı düşmanlaştırarak Ege Denizi, Kıbrıs ve Akdeniz’deki donanma ve üslerini artırmaktadır.

YENİ SEVR’E KARŞI DURMAK

Mersinliler, 21. Yüzyılda Mersin’e ve onun ayrılmaz parçası olan denizine ve limanlarına, sahip çıkarak, bugünkü Mavi Vatanımızdaki Yeni Sevr dayatmasına ve Türkiye’nin ve Mersin’in denizden işgaline(boğazının sıkılmasına) karşı durmalıdır. Bu tarihin ulusumuza ve Mersinliler’e 21.yüzyılda yüklediği  ikinci kaçınılmaz bir görevdir. 20. yüzyılda dedelerimiz askeri (hard) işgali nasıl önledi ise, 21. Yüzyıldaki ekonomik(soft) işgaline bugünkü kuşaklar önleyecektir. Bu anlamda Mersin’e gelerek, ufkumuzu genişleten ve biz Mersinliler’e bu görevimizi hatırlatan Mavi Vatan doktrininin sahibi  Sayın Gürdeniz’e, ADD Mersin Şubesi teşekkür plaketi vermiştir. Mersinliler olarak bizler de, verdiği bilgiler ve Mavi Vatanımız için vermekte olduğu mücadele nedeniyle kendisine çok teşekkür ediyoruz…

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir