‘İHANETLERİ TESCİLLENECEK!’

Mersinli Duayen Mimar Abdullah Yılmaz, Mersin Mezitli Gümüşkum 100. Yıl Kumsalı’nın yerel yöneticilerin çabaları ile betonlaşmaya açıldığını söyleyerek eleştirilerde bulundu.

Milyonlarca yıldır bu kumsalların yuvalama alanı olarak kullanan deniz kaplumbağalarının elinden alındığını vurgulayan Yılmaz, “İnsanlar yalan yanlış beyanlarla kandırılarak, Türkiye’nin yaşam alanlarıyla birlikte korumaya söz verdiği caretta caretta türü deniz kaplumbağaları için önemli yaşam alanı olan Mersin Mezitli Gümüşkum 100. Yıl Tabiat Parkı kıyılarını bizzat koruması gereken yerel yöneticilerin çabaları ile betonlaşmaya açıldı. Bölge için, güya koruma amaçlı yapılan imar planlamaları doğanın ihtiyaçları göz önüne alınmadan, yatırımcıların rant taleplerine göre, yerel yöneticilerin işbirlikçiliği ile yapıldı. Oysaki bu kumsallar caretta carettalar için 90 milyon yıldır yuvalama alanı. Yani insanlardan çok daha önceden beri bu kumsallar onların yaşam alanı ve bu canlılar yumurta bırakmak için denizi, ya da kayalıkları kullanmıyorlar.” dedi.

“Kumsallar ‘ana rahmi’ gibidir”

Bu canlıların yalnızca kumsallara yumurtalarını bırakabildiklerini söyleyen Yılmaz, “Erkek bireyler hiçbir zaman karaya çıkmıyorlar. Dişiler yumurtalarını bırakmak için Mayıs, Haziran aylarında karaya çıkıyorlar ve kumsalda arka yüzgeçleriyle 40-50 cm’lik bir çukur açarak bu çukurlara yaklaşık 100 ila 250 arasında yumurta bırakıyorlar. Nasıl ki kuşların ana kucağı sıcak karnı ve tüyleridir, memeliler için ana rahmidir, carettalar için de kumsallar ‘ana rahmi’ gibidir. Türkiye’de 21 tane yuvalama kumsalı vardır ve bunlar hayati öneme sahiptir. Çünkü bu canlıların yaşamlarını sürdürebilmeleri bu kumsalların varlığına bağlıdır. Bu canlıların varlığını sürdürmek için habitat dediğimiz yaşam alanlarına gereksinimleri vardır. Başka türlü yaşayamazlar. Mersin Mezitli Gümüşkum 100. Yıl Kumsalı’nda, kumsalın arka planında inşa edilen, edilmekte olan restoranlar, cafeler, barlar, eğlence merkezleri alanın habitat yapısını ve karakterini değiştireceği için doğrudan etki dediğimiz sorun ortaya çıkacaktır. Yumurtadan çıkan yavrular denizdeki yakamoz, ay ışığına değil, tersi yöndeki tesislerin ışığına, insanların gürültüsüne doğru koşacaktır. Çünkü bu onların milyonlarca yıllık içgüdüsüdür.” şeklinde konuştu.

“Doğaya ihaneti başkasının üstüne atacaklar!”

Kaplumbağaların gece yarısı da, sabaha karşı da yumurtadan çıkabileceğini söyleyen Yılmaz, “Ancak sabah saat 5 olduğunda artık yaşayamazlar. Çünkü yırtıcı kuşlar ve yengeçler gözlerini açıp armut gibi toplarlar yavru deniz kaplumbağalarını. Bu yavruların yumurtadan çıkınca kurulmuş oyuncak gibi acele acele denize koşmalarının tek nedeni hayatta kalmaktır. Çünkü her yuvadan ancak bir tane yavru hayatta kalabilmektedir. Kişisel rant için, 90 milyon yıllık bu düzeni yerel yöneticinin büyük çabalarıyla bozulmuştur. Bundan sonra bu canlılar yumurtadan çıkınca denizdeki yakamoz, ay ışığına değil, arkadaki tesislerin ışığına doğru koşacaklardır. Belediye Meclisi’nden geçirdikleri kararlarla, bölgenin yapılaşmasına ön ayak olanların, doğaya ihanetleri tescillendiğinde timsah gözyaşları içinde aşağıdaki basın bültenini paylaşacaklar;

‘Bizim yapacak bir şeyimiz yok. Bütün çevre katliamları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın onayı ile yapıldı. Elimizden hiç bir şey gelmezdi. Biz belediye olarak yanlışın önüne geçmek için işin kontrollüğünü bile kabul ettik!’ diyeceklerdir. Küçük hesapları, kişisel rantları için 90 milyon yıllık canlıların doğal yaşam alanlarını talan eden, onların yaşamlarına son veren organize olmuş kent soyucuları, kentsel suç işleyen yerel yöneticileri affetmemek lazım!” ifadelerini kullandı.