29 Mart 2024

‘Durumumuz her gün biraz daha kötüleşiyor’

0
MUSTAFA ÖZCAN
Mersin’de 1 Mayıs dolayısıyla Mersin Millet Bahçesi önünde toplanan emekçiler Cumhuriyet Meydanı’na Yürüdü. 1 Mayıs Marşı Eşliğinde yapılan saygı duruşunun ardından Emek ve Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü DİSK Genel-İş Şube Başkanı Kemal Göksoy açıklamalarda bulundu. Ayrıca Türk-İş Temsilcisi ve Yol-İş Mersin Şube Başkanı İrfan Gültekin, KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü SES Mersin Şube Eş Başkanı Zeki Sinan Doğan ve Mersin Kadın Platformu adına Tüm Bel Sen Mersin Şube Kadın Sekreteri Nesibe Keskin de konuşma gerçekleştirdi. Mitinge Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ve Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit’in yanı sıra CHP Milletvekilleri Ali Mahir Başarır, Av. Alpay Antmen ve HDP Milletvekili Rıdvan Turan’da katıldı.
Genel İş Şube Başkanı Göksoy, “Bugün 1 Mayıs, İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma günüdür. 1 Mayıs tüm dünyada, bu meydanda ve ülkenin her yerinde coşkuyla, umut ve heyecanla kutlanıyor. Umudumuzu, kararlılığımızı ve mücadele azmimizi Gezi davasında yeni bir AK Parti darbesiyle cezalar vererek bastırmak istediler. Hep birlikte daha gür haykırıyoruz, Gezi bu ülkenin yüz akıdır, direniş sembolüdür. Geleceğimize sahip çıkma iradesidir. Bu karanlık gidecek, Gezi kalacak. Gezi’yi dün savunduk, bugün savunuyoruz, yarın da savunacağız. AK Parti ve yargısı emekçilerin ve halklarımızın özgürlük mücadelesine engel olamayacak. Gezi her yerde, Gezi burada, Gezi bizleriz, Gezi milyonlardır. Gezi ruhunu hapsedemeyecekler! Ne Taksim yasağı, ne Gezi davasında verilen cezalar gidişlerini engellemeye yetmeyecek, gidecekler.” dedi.
“Güvencesiz istihdama mahkûm olmamız bekleniyor”
Yıllardır emekle, alın teriyle insanca çalışma, insanca yaşama mücadelesi verdiklerini söyleyen Göksoy, “Ancak durumumuz her gün biraz daha kötüleşiyor. Ekmeğimiz her geçen gün küçülüyor. Sömürünün çarkları milyonlarca işçinin, emekçinin canıyla, kanıyla döndürülmeye çalışılıyor. Güvenceli-kadrolu çalışma hakkımız yok sayılıyor,  güvencesiz istihdama mahkûm olmamız bekleniyor. Anayasa ile güvence altına alınan çalışma hakkımız ortadan kaldırılıyor, KHK’lar ve geçici 35. Madde eliyle on binlerce kamu emekçisi hukuksuzca ihraç ediliyor. Sendikalı oldukları için binlerce işçi işten çıkarılıyor. Bu düzen yaşamı ve gezegeni tehdit eden büyük bir felakete dönüşmüştür. Gölgesini satamayacağı ağacı kesen kapitalist barbarlığın yarattığı yıkımın faturasını milyonlarca insan canlarıyla, doğa ise geri dönüşü olmayan tahribatlarla ödüyor.  Nükleer, termik, jeotermik santraller,  siyanürlü maden aramaları, atmosfere, toprağa salınan zehirli gazlar, zehirli atıklar ekolojik krizi derinleştiriyor, yeni pandemilere yol açıyor. Emperyalist savaşlar her geçen gün daha geniş coğrafyalara yayılıyor, savaşın alevleri işçi ve emekçileri yakıyor. Milyonlarca insan yerinden yurdundan olup göç etmek zorunda kalıyor, şehirler yakılıp yıkılıyor. Bu düzen yurttaşların hakkını, hukukunu çiğniyor, adaletsizliği büyütüyor. Seçme, seçilme hakkı yok sayılıyor, belediyelere kayyumlar atanıyor, vekiller cezaevlerine konuyor, cezaevleri tabutluğa ve işkence merkezlerine dönüştürülüyor, kitlesel tutuklamalar hız kesmiyor, bir kez daha parti kapatma davaları ile halk iradesine ipotek konmak isteniyor. Şovenizm, cinsiyetçilik, ırkçılık ve mezhepçilik krizi yönetmenin bir yolu olarak ülkemizin ve halkın geleceğini tehdit ediyor. Savaş ve işgallerle ekmeğimizi küçültüyor, işsizliğimizi büyütüyor, talanların yolunu açıyorlar. İnkârcı ve imhacı siyasetle barış imkânını ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Kürt sorununu çözümsüz kılarak toplumsal gerginliklerden nemalanmak, rant elde etmek, kutuplaşma üzerinden iktidarlarını kalıcı kılmak istiyorlar.” şeklinde konuştu.
“Her türlü eşitsizlik derinleşiyor”
Sınıfsal eşitsizliklerin yanı sıra toplumsal cinsiyet eşitsizliğin de derinleştiğini vurgulayan Göksoy, “Kadınların omuzlarına yıkılan hane içi iş ve bakım yükü artıyor. Kadına yönelik şiddet tırmanıyor. Kadınlar bir yandan işsizliğin, bir yandan esnek çalışma biçimlerinin ve güvencesizliğin hedefi haline geliyor. Bu ateşten günlerde kadınların güçlendirilmesi gerekirken, İstanbul Sözleşmesi gibi kazanımlar iktidarın hedefi oluyor. İktidarın tepesindekiler farklı cinsel yönelimleri hedef haline getiriyor, yaşam haklarını bile çok görüyorlar. Üniversiteler iktidarın arka bahçesine dönüştürülürken gençler barınamadıkları için okuyamama tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor. On binlerce akademisyen, bilim insanı ve genç akın akın yurt dışına göç ediyor. İktidar ülkenin en aydınlık beyinlerini kaçırtarak karanlık bir geleceğin parke taşlarını döşemeye devam ediyor. Türkiye’de ve bütün dünyada emekçilerin üzerinde katmerlenen sömürünün, savaşların, yıkımların,  açlığın ve salgın hastalıkların temel nedeni emperyalizmdir. Bu nedenle başta ABD emperyalizmi ve NATO saldırganlığı olmak üzere emperyalizmin yayılmacı ve emekçi düşmanı politikalarına karşı çıkıyoruz. Bizim değil,  sermayenin, patronların yüzünü güldüren bu düzen böyle gitmez. Bu bozuk düzen,  bizim düzenimiz değil. Bu sömürü düzeninin bize vereceği hiçbir şey yok. Tek adam rejiminin sona ermesi, demokrasi ihtiyacı ve köklü bir değişim talebi mutlu bir azınlık dışında tüm kesimlerin ortak talebidir. Emeğin, eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, barışın, laikliğin hâkim olduğu, işsiz kalınmadığı, aç yatılmadığı bir dünya ve ülke istiyoruz. Birleşerek yaratacağız.” ifadlerini kullandı.
“Birleşerek değiştireceğiz!”
Herkesin güvenceli ve insanca çalıştığı bir işinin olduğu,  ekonomik krizlerin, salgınların faturasının emekçilere yıkılmadığı, mültecilik statüsünün tanındığı bir gelecek istediklerini belirten Göksoy, “ Birleşerek gerçekleştireceğiz! Sendikal hak ve özgürlüklerin, hak arama yollarının önünün açıldığı, grevlerin yasaklanmadığı yeni bir çalışma yaşamı istiyoruz. Birleşerek hayata geçireceğiz! Düşüncenin, ifade özgürlüğünün cezalandırılmadığı, savaşların olmadığı, başta Kürt sorunu olmak üzere sorunların barış ve diyalogla çözüldüğü, cezaevleri yerine okulların yapıldığı, işkence ve kötü muamelenin yaşanmadığı bir ülke istiyoruz. Birleşerek ve ortak mücadele ile inşa edeceğiz! Kadınlara yönelik şiddet, taciz ve tecavüzün son bulduğu, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırıldığı, kimsenin cinsiyetinden, kimliğinden, inancından dolayı ikinci sınıf yurttaş muamelesi görmediği bir ülke istiyoruz. Birleşerek gerçekleştireceğiz! Çalışma hakkımızı ortadan kaldıran OHAL uygulamaları ve uygulayanları gidecek, birleşerek biz kazanacağız! Biz tüm sömürülenler, yoksullaşanlar, ezilenler olarak bu düzeni değiştirme, 84 milyonun insanca yaşayacağı bir ülkeyi inşa etme gücümüz var. Birleşerek değiştireceğiz! Yaşasın 1 Mayıs!” diye konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir