29 Mart 2024

NURDANE KARAKUŞ

Mersin İl Müftülüğü Vaizi Abdullah Gümüştaş, Ramazan Ayı’nın son günlerine doğru dua ile ilgili bilgiler verdi. Duanın sözlükte, ‘Çağırmak, seslenmek, istemek, yardım talep etmek’ anlamına geldiğini söyleyen Gümüştaş, “Din literatüründe ise, insanın bütün benliğiyle Allah’a yönelerek maddi ve manevi isteklerini O’na arz etmesi demektir. Dua bu haliyle yaratılanın her şeye ihtiyaçlı olduğunu kabul etmesi ve yaratanının ise, duada bulunanların ihtiyaçlarına cevap verecek olmasına karşı duymuş olduğu bir inancın ifadesidir. Sevgili Peygamberimizin ifadesiyle “Dua ibadetin özüdür.” Bir başka bir hadiste “Dua ibadettir.” 2, buyrulmak suretiyle duada bulunan kişinin ayrıca ibadet sevabı da alacağına işaret edilmektedir.” dedi.

“Allah’a dua eden herkese Allah icâbet eder”

Duanın kul ile sonsuz kudret sahibi olan Allah arasında bir köprü ve diyalog olduğunu anlatan Gümüştaş, “Varlıklar arasında en mükemmeli olan insan, özü itibariyle yaratıcısına ulaşma, ona sığınma ve onu tanıma arayışı içinde yaratılmıştır. Bu sebeple insan, tarihinin hiçbir döneminde duadan uzak kalmamıştır. Allah ile kul arasındaki münasebet konusunda Hz. Peygambere yöneltilen soruya Kur’an şu cevabı vermiştir: “Kullarım beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O halde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.” (Bakara, 2/186). Hz. Peygamber, dua edene isteğinin ya dünyada hemen verileceğini veya ahirete saklanacağını ya da istediği iyilik kadar kötülüğün giderileceğini bildirerek şöyle buyurmuştur: “Allah’a dua eden herkese Allah icâbet eder. Bu icâbet, ya dünyada peşin olur, ya da ahirete saklanır, yahut da dua ettiği miktarca günahından hafifletilmek sûretiyle olur, yeter ki günah talep etmemiş veya sıla-ı rahmin kopmasını istememiş olsun, ya da acele etmemiş olsun.” ifadelerini kullandı.

“Dua, rahatl›k, huzur ve mutluluk meydana getirir”

“Dua rahmet hazinelerini açan bir anahtar, tükenmez bir güç kaynağı, insanı kulluğun en üst mertebelerine ulaştıran bir vesiledir.” diyen Gümüştaş, Dua, kişide psikolojik bakımdan bir rahatlık, huzur ve mutluluk meydana getirir. Ahlaki arınma ve yücelmeye, duyarlı bir vicdan ve sağ duyunun gelişmesine yol açar. Hz. Peygamber, “Allah’ım! beyaz elbiseyi kirden temizlediğin gibi kalbimi günahlardan arındır, hatalarımı kar ve dolu suyuyla temizle.” 4 buyurarak duanın bu tesirini vurgulamıştır. Kul dua ederken, Allah’a karşı korku ve saygı içinde bulunmalı, aynı zamanda istekli ve ümitli olmalıdır. Umut ve korku içinde dua edenler Kur’ân’da övülmekte ve şöyle denilmektedir: “… Onlar gerçekten hayır işlerinde yarışırlar, (rahmetimizi) umarak ve (azabımızdan) korkarak bize dua ederlerdi. Onlar bize derin saygı duyan kimselerdi.” (Enbiya, 21/90). Geliniz! Bu mübarek ramazan ayında Resul-i Ekrem Efendimizin öğrettiği duaları da vesile kılarak Rabbimize şöyle niyazda bulunalım:  “Allah’ım! Senden hidayet, takva, iffet ve gönül zenginliği istiyoruz.” “Allah’ım, bozgunculuktan, nifaktan ve kötü ahlaktan sana sığınıyoruz.” “Allah’ım! Fayda vermeyen ilimden, ürpermeyen kalpten, doymak bilmeyen nefisten ve kabul edilmeyen duadan sana iltica ediyoruz. “Rabbimiz! Bize dünyada iyilik ver. Ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru” diyerek sözlerini tamamladı.

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir