25 Nisan 2024

ŞAFAK GENÇ: Kaçan İle Kovalayanın Ortak Noktası

0
Kaçan insan ile kovalayan iki insan arasında ortak bir nokta vardır. Bilir misiniz bilmem!
Her ikiside kurtulmak ister.
İkisi arasındaki ortak nokta kurtulmaktır.
Biri yakalayıp kurtulmak ister, bir diğeri ise kaçıp kurtulmak ister.
Her güzel şeyin bir sonu varsa elbet, biri kazanan olacaktır.
Biri kurtulacak, bir diğeri ise kurtulamadığına üzülecektir.
Son dönemlerin gözde ve güzide kelamlarından biri ‘Kurtulmak.’
 Caddede, yolda, minibüste, gazetelerde insanlar hep birşeylerden kurtulmaktan bahsediyor.
Bir köpek tasmasından, çiftçi tarladaki ürününden, borçlu senetlerinden, memur ay sonundan, bekar yaşadığı evden bir şekilde kurtulmak ve feraha ermek istiyor.
Yaşadığımız hayatı, içinde bulunduğumuz dünyayı ve ait olduğumuz tarihi şöyle bir merak edip incelersek hiçbir sıkıntının, hiçbir zulumün sonsuza kadar sürmediğini göreceksiniz.
Dedim ya her güzel şeyin bir sonu, bir hazin tarafı vardır.
Nazi Almanlarının yapmış olduğu ve “Batırılamaz” dedikleri ‘BİSMARCK’ batırılmıştır.
Günlerce sürmüştür ama batmaya mahkum olmuştur. Hem de düşman kuvvetleri değil bizzat İngilizlere yar olmaması için, kendi mürettabatı tarafından okyanusun 4 kilometre altına yollanmıştır.
İngilizler büyük bir tehditten, mürettebat ise geminin batmasından ziyade, düşmana gemiyi teslim etmeyerek onurlarını kurtarmıştır.
Kimi zaman mağlubiyet ve yenilgilerde kurtuluşa ermek için bir vesiledir.
Bakınız tarihe nice görkemli şatafatlı binaların, tapınakların, imparatorlukların yerle yeksan olması an meselesi olmuştur.
Acılar sürmez zaman en güzel çare.
Beklemek lazım, sabretmek lazım.
Bitecek mi?
Evet bitecek sonsuza değin sürmeyecek, gidemeyecek.
Sadece beklemek ve muhteşem yok oluşun tadını izlerken çıkarmak lazım.
İnanın bana beklediğimize değecek.
Çünkü sabretmek öğretir insana, etten kemikten yapılmış aciz bedenlerin nasıl taşa dönüştüğünü ve mutsuzluk yoğunlaştıkça içinde artan çekip gitme isteğini bastırmayı…
Tanıdıkça kendini ve büyüdükçe zaman denen boşluğa kendini bırakarak değil ama, gerçekten hissettikçe aldığın yaşları beyninde ve kalbinde daha derinden geliyor. Sesi aslında hiç gerçek olmamış aşk zannedilen hüzünlü şarkıların…
Oyunundan korkmuyorum ve elindekini görüp artırıyorum ruhumu da koyup üzerine.
Her kaybedişin aslında biraz da kazanç olduğunu sabrettikçe anlıyorum…

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir