29 Mart 2024

“TÜRKİYE 2018’DE AİHM BAŞVURULARINDA 7 BİN 100 DOSYA İLE DÖRDÜNCÜ SIRADA”

0

Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı’nın (TBB) ana faydalanıcısı olduğu, Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi Ortak Projesi olan, ‘Baroların ve Avukatların Avrupa İnsan Hakları Standartları Konusunda Kapasitesinin Güçlendirilmesi Projesi’ kapsamında düzenlenen ikinci çalışma ziyareti, 24-28 Haziran 2019 tarihleri arasında Londra’da gerçekleşti. Eğitim çalışmasına katılan Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, Türkiye’nin AİHM başvurularında 7 bin 100 dosya ile dördüncü sırada olduğunu belirterek, “Adil yargılanma hakkı ve ifade özgürlüğü ihlalinde başı çekiyoruz. İnsanlar hakları konusunda dokunulmazlığa sahiptir” dedi.

Baroların insan hakları merkezlerinin etkin bir şekilde faaliyet göstermesini hedeflemek amacıyla Londra’da düzenlenen İnsan Hakları Eğitim Merkezi çalışmalarına, Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, TBB yönetim kurulu üyeleri, diğer pilot baro olan Ankara Barosu, İstanbul Barosu, İzmir Barosu, Van Barosu, Diyarbakır Barosu ve Trabzon Barosu temsilcileri ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi komisyon üyeleri katıldı.
Çalışma ziyareti kapsamında avukatlar, Londra Bölge Destek Birimi’ndeki bölgesel mahkeme ve Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesi’ne katılarak, Londra Audrey House’da insan hakları çalışmalarını izledi. İngiltere ve Galler İnsan Hakları Kurulu, İngiltere ve Galler Hukuk Toplumu, Monckton odaları, Essex Üniversitesi’nde ise, Hukuk Kliniği, İnsan Hakları Kliniği, İş ve İnsan Hakları Merkezi ve Silahlı Çatışma Bilgi Merkezi ziyaret edilerek, oralarda yapılan çalışmalar hakkında bilgiler alındı. Essex Üniversitesi İnsan Hakları Merkezi Kliniği tarafından yürütülen projeler hakkında sunumlar izlenerek, bilgi alışverişinde bulunuldu. Ayrıca avukatlar için Yüksek Mahkeme rehberliğinde Parlamento Meydanı turu düzenlendi.

“ADİL YARGILANMA HAKKI VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ İHLALİNDE BAŞI ÇEKİYORUZ”

Çalışma ziyaretini değerlendiren Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, “İnsanlar, hakları konusunda dokunulmazlığa sahiptir. Bu dokunulmazlığı Avrupa mahkemelerinde görmek mümkün. Ancak ülkemizde çok fazla yaşanan insan hak ihlalleri, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 2018 bilançosunda açıkça belirtilmiştir. Rapora göre; Türkiye 2018’i Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde, hakkında en fazla dava başvurusu olan dördüncü ülke olarak tamamladı. Türkiye hakkında 2018 sonunda AİHM gündeminde işlem gören veya görmeyi bekleyen, toplam 7 bin 100 dava başvurusu bulunuyor.  Türkiye, AİHM başvurularında adil yargılanma hakkı ve ifade özgürlüğünün ihlalinde başı çekiyor. Ayrıca insan hakları alanında, artık şirketlerin de doğrudan veya dolaylı olarak uğradığı insan hakları ihlalleri de tartışılıyor” diye konuştu.

“HAK VE ÖZGÜRLÜKLER, DEVLET TARAFINDAN BAĞIŞLANAN HAKLAR DEĞİLDİR”

Ülkemizde yasalarda var olan kuralların pratikte uygulanarak, insan haklarının kapsamlı bir şekilde daha nitelikli bir boyut kazanması gerektiğine vurgu yapan Yeşilboğaz, “Yasalarda kurallar açıkça belirtilmesine rağmen, hükümetlerin kasıt veya ihmal içeren eylemlerde bulunmaları, insan hakları ihlali sayılmaktadır. İnsan hakları sadece belli bir zamanda, belli bir ülkede yaşayan insanlar için, bir takım anayasa ve yasalarla tanınan hak ve özgürlükleri değil, tüm insanlar için tanınması gereken hak ve özgürlükleri ifade etmektedir. Kişi hak ve özgürlükler, bireylere devlet tarafından bağışlanan haklar değildir, hukuken devletten önce de var olan haklardır. Her devletin hukuk düzeni, haklarla ilgili farklı düzenlemeler içerse de; insan hakları, tüm dünya insanları için kabul edilen haklardır. Devletin görevi, bu hak ve özgürlükleri güvence altına almak ve insanların yararlanmalarını sağlamak üzere gerekli ortam ve şartları hazırlamaktır” ifadesini kullandı.

“İNSAN HAKLARININ KORUNMASI, BARIŞIN ÖN KOŞULUDUR”

Ülkemizde insan haklarının korunmasına acil olarak öncelik verilmesi gerektiğini belirten Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, “İnsan haklarını göz ardı etmek ve hor görmek, insanlığın vicdanında ve toplumda infial uyandırmaktadır. İnsan hakları, ulusal, uluslararası ve bölgesel boyutuyla; kesintisiz ve daha da iyileştirerek, daima korunup kollanmak zorundadır. Çünkü insan haklarının korunması, barışın ön koşuludur. Ülkemizdeki insan hakları ihlallerinin önlenmesi için, hukukçuların, siyasetçilerin, sivil toplum kuruluşlarını ve bütün toplumun birlikte mücadele etmesi, birlikte hareket etmesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.

haber merkezi

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir