Şube adına konuşmasını gerçekleştiren Boyar, tedrisat; laik ve bilimsel eğitimin teminatı olduğunu kaydetti. Atatürk döneminde getirilen eğitim sisteminin ortadan kaldırıldığını ve AKP hükümetinin laikliğe ve cumhuriyet devrimlerine karşı bir tavır sergilediğini belirtti. Boyar, eğitim siteminin giderek cumhuriyet dönemi eğitiminden uzaklaştığını vurgulayarak eğitimin laik ve demokrasiden yoksun olduğunun altını çizdi.

 

 

“LAİK DEVLET MEKANİZMASI İÇİN EN GEREKLİ ADIMLARDAN BİRİ ATILMIŞTIR”

 

Boyar, 17 Temmuz 1921’de yapılan ve ilk eğitim şurası olarak kabul edilen 1. Maarif Kongresi’nde Atatürk; ‘Eğitim, memleketin çocuklarının birlikte ve eşit olarak kazanmak zorunda oldukları bilim ve fendir’ sözü ile Cumhuriyetin eğitim sisteminin nasıl olması gerektiğine işaret ettiğini belirtti. 3 Mart 1924, TBMM’de üç devrim yasasının kabul edildiği ve devrimci cumhuriyetin hedeflerine ulaşmada önemli bir kilometre taşı olan dönüşümün tarihi olarak kayıtlara geçtiğini kaydeden Boyar: “Ulusal birliğin mihenk taşı Tevhid-i Tedrisat ile ülkedeki eğitim kurumları tek elde toplanmış, Şeriye ve Evkaf Vekaleti’nin kaldırılmasıyla modern hukukun önü açılmış ve Halifeliğin kaldırılmasıyla da laik devlet mekanizması için en gerekli adımlardan biri atılmıştır. Ulusal egemenlik ile bağdaşmayan ve toplumsal gelişmenin önünde engel olan çağdışı kurumlar kaldırılmış, devletin ve toplumsal düzenin akla ve bilime dayalı ilkelerce düzenlenmesinin yolu açılmıştır.” ifadelerini kullandı.

 

“TEVHİD-İ TEDRİSAT ORTADAN KALDIRILACAK”

 

94 yıl önce çıkarılan 3 devrim yasası ile İslam coğrafyasındaki ilk laik ülkeyi kurarak bulunduğu bölgede örnek olan ülke, ne yazık ki bugün, AKP iktidarının laikliğe ve cumhuriyet devrimlerine karşı bir politika izlediklerini dile getiren Boyar: “Eğitim alanında çıkarılan birçok gerici yasal düzenleme yanında, 4+4+4 olarak adlandırılan ucube yasa ile laik ve bilimsel eğitime darbe vurulmuştur.

Siyasi iktidarın eğitim alanındaki uygulamaları, Cumhuriyet atılımlarını tasfiye etmeye, eğitimimizin temel niteliklerini değiştirmeye yöneliktir. Değiştirilen müfredat, hazırlanan ders programları ve kitaplar bilimsellikten uzak, çağdaş ve laik ölçütlerden yoksundur. Eğitim yönetimi kadroları da bu anlayışla oluşturulmaktadır. Özellikle Milli Eğitim Bakanlığı, karşı devrimin üssü haline getirilerek ulusal değerlerimiz, eğitim sistemimiz içerisinden yasa ve yönetmelikler aracılığı ile çıkarılmakta, karma eğitim ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır. Karma eğitime son verilmesi durumunda,  Atatürk’ün liderliğinde kurulan cumhuriyetin en önemli kazanımlarından olan ve milli eğitimde birliği esas alan Tevhid-i Tedrisat ortadan kaldırılacak ve tekrar çok başlı eğitim sistemine dönülecektir.” şeklinde konuştu.

 

“EŞİTLİKÇİ VE PARASIZ EĞİTİME SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

 

Eğitim-İş, tüzüğünde de belirtildiğini vurgulayan Boyar: “Atatürk ilke ve devrimleri ile Türkiye Cumhuriyeti’nin laiklik ilkesi üzerinde yükseldiğinin bilinciyle, laiklik ilkesinin korunmasına büyük önem verir. Kişilerin inanç ve vicdan özgürlüklerini savunurken, dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanmalarını ya da baskı altına alınmalarını da kabul edilemez bulur. Bu nedenle de ülkede yaşayan herkesin çağdaş, bilimsel, laik, demokratik, eşit, parasız ve nitelikli eğitim hakkı olduğunu savunur ve bu hakkın yaşama geçirilmesi için mücadele eder. Laik eğitimin ve laik toplumun çok daha önem kazandığı bu süreçte, Eğitim-İş olarak, öğretim birliğine son vererek, medrese-mektep ikilemini günümüze taşımak isteyen bu anlayışa karşı, Atatürk ilke ve devrimlerine, Cumhuriyetimizin kazanımlarına, ülke bütünlüğüne, laik, bilimsel, demokratik, eşitlikçi ve parasız eğitime sahip çıkmaya devam edeceğiz; bu kararlılıktan asla vazgeçmeyeceğiz.” dedi.